O KUTLU DEVLET, 1945’TE TÜRK’ÜN ELİNDEN ALINDI

Hüseyin YILDIRIM

Türk Milleti, tarih boyunca büyük devletler kurmuş, adaletiyle hükmetmiş ve her zaman bağımsızlığını en kutsal değer olarak görmüştür. Ancak ne hazindir ki, 10 Kasım 1938’den itibaren başlayan ihanet süreci, 1945’te dönüm noktalarından birine ulaşarak Türk’ün devletine ağır darbeler vurmuştur. O kutlu devlet, türlü oyunlarla elinden alınmış, emperyalist güçlerin güdümünde yeni bir düzen inşa edilmeye çalışılmıştır.

Tarih, ne kadar doğru anlatıldı? Kimler, hangi menfaatler uğruna gerçekleri gizledi? Bu soruların cevabını aramadan, geleceği inşa etmek mümkün değildir. Bir asır önce emperyalizme atılan tokadın acısını hâlâ unutamayanlar, milletimizi zayıflatmak, onu kendi öz değerlerinden koparmak için türlü planlar yaptılar.

Ancak her şeyin bir bedeli vardır. Türk Milleti, ne kadar baskıya maruz kalırsa kalsın, geçmişte olduğu gibi bugün de küllerinden doğmaya hazırdır. Atatürk’ün liderliğinde kurulan Türkiye Cumhuriyeti, yalnızca bu toprakların değil, tüm mazlum milletlerin umudu olmuştu. Ne yazık ki, büyük liderin aramızdan ayrılmasını fırsat bilenler, sistemli bir şekilde bu kutlu yapıyı içeriden kemirmeye başladılar.

Bugün baktığımızda, vatanını seven, alnının teriyle çalışan insanlar üç kuruşa muhtaç hale getirildi. Bir avuç zümre lüks içinde yaşarken, milyonlarca vatan evladı açlık sınırında hayatta kalmaya çalışıyor. Ancak Türk Milleti, tarih boyunca nice badireleri atlattı. Bu sefer de yılmayacak! Çünkü ayağa kalkmasını, küllerinden yeniden doğmasını bilen bir millettir.

1945’te kaybettiğimiz devlet anlayışını geri getirmek, yeniden büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa etmek için birlik ve beraberlik içinde hareket etmeliyiz. Tarihi doğru okumalı, geçmişin hatalarından ders çıkarmalı ve geleceğimizi kendi irademizle inşa etmeliyiz.

Bugün, emperyalistlerin uşaklarına, içerideki hainlere, vatanını pazarlık masasında satanlara karşı tek bir çözüm var: Milli birlik, tam bağımsızlık ve güçlü bir Türkiye inancı!

Zaman geldi! Ufukta yeni bir diriliş var! Bütün Türk Dünyası ile birlikte “Büyük ve Güçlü Türkiye” yolunda yürümek için artık mazeretimiz yok!