Kapılar…

Berna KAYA

Bir gün yürürken bir kapının önünde durup, ardında saklanan hikâyeleri düşündünüz mü?

Her biri bir hikâye saklıyor içinde. Bir evi, bir geçmişi, bir sırrı…

Zamanla değişen şehirler, eskiyen sokaklar, unutulan hikâyeler… Ama kapılar hep orada. Belki renkleri solmuş, tokmakları paslanmış, bazısı ardına kadar açılmış, bazısı sımsıkı kapalı. Hepsi bir şeyler anlatmaya devam ediyor.

Kimisi ihtişamlı süslemeleriyle eski bir asaletin izlerini taşırken, kimisi yılların yorgunluğunu çatlamış boyalarında gizliyor. Bazıları büyük ve heybetli, içinden geçenleri seçerek içeri alıyor. Bazıları küçük, mütevazı, sanki bir sır saklar gibi… Ve o sır, zamana karşı sessizce direnir.

Kapılar, sadece bir giriş çıkış noktası değil, bir dönemin estetik anlayışını, ustalığını ve yaşanmışlıklarını yansıtır. Yaşadıkları coğrafyanın ruhunu, geçmişin izlerini bugüne taşır.

Mardin’in kapıları, taş işçiliğinin en güzel örneklerini sunar. Oyma taş desenleriyle süslenmiş, kemerli büyük kapılar, çoğu zaman sanat eseri gibi işlenmiş tokmaklarıyla dikkat çeker. Kapadokya’da volkanik taşlarla inşa edilmiş, bazen doğrudan kayaya oyulmuş kapılar, sade ama derin bir geçmişin izlerini taşır. Safranbolu’nun kapıları, ceviz ağacından yapılmış, eski Osmanlı tokmaklarıyla süslenmiş zarif detaylara sahiptir.

Beypazarı’nda geleneksel Osmanlı evlerinin kapıları, üzerinde üç farklı büyüklükte tokmak taşır. Misafir, ev halkı ve çocuklar için ayrı ayrı tasarlanmış bu tokmaklar, evin kimin için açılacağını fısıldar. Diyarbakır’da bazalt taş işçiliğiyle şekillenen kapılar, güçlü ve görkemli duruşlarıyla geçmişin derin izlerini yansıtır.

İstanbul’un tarihi kapıları, her köşesinde ayrı bir kimlik taşır. Balat ve Fener’in renkli ahşap kapıları geçmişin sıcaklığını hissettirirken, Cihangir ve Galata’da demir ve taş detaylarla süslenmiş nostaljik kapılar zamanın durduğu bir atmosfer sunar.

Ege’nin küçük sahil kasabalarında, denizle iç içe geçmiş kapılar vardır. Alaçatı’da taş evlerin önünde, mavi panjurlar ve beyaz boyalı ahşaplarla tamamlanan zarif kapılar bulunur. Tokmakları genellikle deniz kabuğu veya çapa figürleriyle süslenmiştir. Seferihisar ve Sığacık’ta mor begonvillerin gölgelediği, küçük ama sıcak kapılar kasabanın ruhunu yansıtır.

Eski Foça’nın taş evlerinin ağır ahşap kapıları, üzerlerindeki küçük pencere detaylarıyla nostaljik bir dokunuş sunar. Kimileri hâlâ orijinal demir tokmaklarını korur. Gökçeada ve Bozcaada’nın kapıları ise mavi-beyaz renkleriyle adaların karakterini yansıtan, eski ahşap dokusu ve pirinç tokmaklarıyla tamamlanan detaylar taşır. Midilli ve Sakız Adası’nda büyük taş çerçeveli ve kemerli kapılar Osmanlı ve Yunan mimarisinin izlerini taşır.

Kapılar, Akdeniz’in kıyılarında denizle bütünleşirken, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’da geçmişin izlerini güçlü taş kemerler ve ince seramik işlemelerle yaşatıyor. Fas’ta, Bab Boujloud’un mavi seramiklerle süslenmiş kemerli kapıları mistik bir atmosfer sunar. Endülüs’te Arap ve İspanyol estetiğinin birleştiği, çini işlemeli ve renkli ahşap kapılar geçmişin ihtişamını yansıtır. Lizbon’da mozaik desenli, mavi-beyaz seramiklerle kaplanmış kapılar, Portekiz’in sanat anlayışını taşır.

Roma ve Floransa’da ağır ahşap ya da demir işçiliğiyle süslenmiş kapılar, Rönesans dönemine ait zarif işlemelerle bezenmiştir. Santorini’nin kapıları, denizin mavisiyle gökyüzünün beyazını birleştirerek huzurlu bir geçiş hissi yaratır. Paris’in Haussmann tarzı apartman kapıları nostaljik detaylarıyla şehre zarafet katar.

Çin’de Pekin’in eski Hutong mahallerinde, kırmızı ve altın renklerle süslenmiş kapılar, üzerlerindeki ejderha motifleriyle dikkat çeker. Hindistan’da Jaipur’un kraliyet kapıları altın varak işlemeler, canlı renkler ve mistik desenlerle bezenmiş, gösterişli bir ihtişam sergiler. Meksika’nın San Miguel de Allende kapıları, canlı sarı, kırmızı ve turuncu tonlarında, el yapımı detaylarla süslenmiş sıcak bir hikâye anlatır.

Kapıları sevmek, bilinmeyene açılan hikâyeleri sevmektir.

Her kapı bir eşiği, bir geçişi, bir tercihi simgeler.

Bazı kapılar ansızın açılır, bazıları zamansız kapanır. Kimi kapılar bizi geçmişe götürür, kimi ise hiç ummadığımız bir geleceğe çağırır. Belki de hayat, açtığımız ve kapattığımız kapılardan ibarettir.