Kategori: Rafet Ulutürk

Rafet ULUTÜRK Saflar Belli Oldu, Yol Türk’ün Yolu – Türkiye bir savaşın içinde değil sadece… Bir çağın içinden geçiyor. Sözün değil sesin, diplomasinin değil direnmenin, gösterişin değil gerçek gücün konuştuğu bir dönemdeyiz. Bir yanda; kanla kurulan, çıkarla yürüyen, petrol ve dolarla beslenen eski dünya düzeni… Diğer yanda; inançla yürüyen, akılla

Rafet ULUTÜRK Suriye’de yeniden bir oyun sahneye kondu. O eski senaryo yine raftan indirildi: Karıştır, böl, kışkırt, sonra yönet. Bu defa figüran olarak Dürziler seçildi. İsrail perdenin arkasındaydı. Ama unuttukları bir şey vardı: Bu bölge artık sahipsiz değildi. Bu topraklarda artık Türk aklı vardı. Dürziler üzerinden başlatılmak istenen fitne ateşi,

Rafet ULUTÜRK Zaman Kazandırmayan Eğitim, Toplumu Yaşlandırır Bugün herkes “nüfus azalıyor” diye konuşuyor.Doğru. Azalıyor.Ama kimse neden azaldığını konuşmuyor. Nüfusun düşmesinin en temel nedeni; Gençlerin hayata geç başlamasıdır. Ve bu geç başlatan şey:Eğitim sistemidir. Uzayan Eğitim, Ertelenen Hayat Demektir Genç bir birey 25 yaşına kadar hâlâ öğrenci olursa,hayat kuramaz, aile kuramaz,

  Rafet ULUTÜRK Kıbrıs Barış Harekâtı’nın 51. Yılında Tarihe ve Vicdana Çağrı Tarih 20 Temmuz 1974. Sabah saatlerinde Akdeniz’in mavi sessizliğini Türk uçakları yarıyor… Paraşütçüler gökyüzünden bir halkın onurunu indiriyor… Ve Türk milleti bir kez daha tarihin önünde ayağa kalkıyor. Adına “Barış Harekâtı” dendi. Ama bu kelime, o gün yaşananların

Rafet ULUTÜRK Tarih boyunca ne zaman başımızı kaldırmaya yeltenirsek, bizi parçalayıp susturdular. Ne zaman ayağa kalksak, önce birbirimize düşman ettiler. Çünkü biz bir olduğumuzda, onların düzeni yıkılır, senaryoları bozulur, haritaları çöker. Bugün dünya yeniden şekilleniyor. Yeni sınırlar çiziliyor, yeni aktörler sahneye çıkıyor. Ancak bir gerçek, bütün emperyal hesapların kâbusu olmaya

Yazan: Rafet ULUTÜRK Bir fetih düşünün…Kılıçla değil, kelâm ile yapılır.Kanla değil, inanç ve merhametle yazılır.İşte bu, Türk-İslam yumuşak güç modelidir.Osmanlı’dan Selçuklu’ya, Karahanlı’dan bugünkü Türkiye’ye uzanan bir medeniyet taşıyıcılığıdır. 1. Bu Gücün Temelinde “Yürek” Vardır Türkler, İslam ile tanıştıktan sonra yalnızca bir dinin değil; bir adalet anlayışının, bir ahlak modelinin, bir

Rafet ULUTÜRK Bugün Türkiye sadece bir konuşma yapmıyor.Yeni bir dönemi ilan ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ağzından çıkacak her kelime, artık sadece iç siyasetle değil, küresel dengelerle ilgili. Çünkü bu konuşma, sadece bir ülkenin değil, bir medeniyetin yeniden dirilişinin habercisi olacak. Türkiye artık sadece bir bölgesel aktör değil, küresel vicdanın

Rafet ULUTÜRK Osmanlı, bu coğrafyada tam 400 yıl boyunca adaletin gölgesinde bir barış düzeni kurdu. Dinine, mezhebine, diline bakılmaksızın herkesin canı, malı ve onuru koruma altındaydı. Kanun vardı ama zulüm yoktu. Sınırlar vardı ama nefret yoktu. Çünkü merkezde Türk aklı, Türk vicdanı vardı. Ancak Osmanlı’nın çekilmesiyle birlikte bu topraklar yetim

Rafet ULUTÜRK Delyan Peevski… Türk olmayan bir Bulgar. Ama bugün utanmadan Türk partisinin başında. Ve karşısında kim var? 1984 yılında zulüm varken, canı pahasına halkının yanında duran Mümin Gençoğlu’nun oğlu: Turhan Gençoğlu. Ama ne hazin… Babanızın adını taşıyorsunuz, ama onun durduğu yerin tam zıddında saf tutuyorsunuz. O babanız ki 1984’te

Rafet Ulutürk Dünya Toplandı, Türkiye Konuşacak! NATO zirvesi Hollanda’da… Ama odadaki asıl güç belli: Türkiye! Cumhurbaşkanı Erdoğan açık konuştu: “Her şeyi net olarak masaya koyacağız.” Bu bir uyarı değil, bir karardır! Artık Türkiye sadece dinlemeye gelen değil, masayı yöneten ülkedir. Bunu herkes görecek. Sadece Avrupa değil, bütün dünya. Türkiye Her

Rafet ULUTÜRK Dünya yüzyıldır bir sahte düzenin içinde kıvranıyor. “Demokrasi” dediler, sömürgecilik yaptılar. “İnsan hakları” dediler, insanı yok ettiler. “Barış” dediler, bombaları konuşturdular. Dünya mazlumlara mezar, zalimlere saray oldu. Neden mi? Çünkü Türk adaleti dünya sahnesinden çekildi. Bugün dünya mazlumun değil, silahı olanın yanında. Bugün adalet, mahkemede değil; petrol sahalarında,

Rafet ULUTÜRK Dünyanın düzeni, insanlar ve milletler arasındaki ilişkilere dayanır. Bu düzenin temel taşı ise adalet, barış ve ahlaktır. Tarihe baktığımızda, Türkler Müslüman olduklarında bu üç temel ilkeyi başarıyla uygulayarak, dünya üzerinde benzersiz bir medeniyet inşa etmişlerdir. Ancak bu başarının sırrı sadece askeri güçte değil, Türk-İslam ahlakının sunduğu değerlerde gizlidir.

Rafet ULUTÜRK Türkiye bir sırat köprüsüdür. Üzerinden geçenin niyeti berrak, istikameti net olmalıdır. Çünkü biz, bin yıl önce dostumuz kimdi, düşmanımız kimdi çok iyi biliyoruz. Dün hangi millet bizi arkadan vurduysa, bugün farklı bir kılıkla yine karşımızda. Hafızamız diri, tecrübemiz ağır, bedelimiz büyüktür. Her vatandaş, bu toprakların evladıdır. Ve bu

Rafet ULUTÜRK Bayram günü… Eller öpülür, dualar edilir, geçmiş anılır… Ben de Kırcaali’ye geldim – annemin, babamın duasını alıp köy mezarlığına uğradım. Dede Murat orada, yanında nice akraba, komşu. Sessizliğe gömülmüş ama hâlâ anlatan taşlar vardı başlarında… Bir Fatiha okudum. Sonra dedim ki: “Haydi, Kircaali merkeze gidelim. Dostlarla görüşelim, Kircaali

BGSAM Bugün Bulgaristan siyasetinde olup bitenleri anlamakta güçlük çeken yalnız halk değil. Asıl anlaması gerekenler, dün “Doğan Baba” diye methiyeler dizenlerin, bugün “Peevski’nin gölgesinde” kendine yer arayanlar. Dünün alkışçıları bugünün vaizleri oldu, ama aynı yalan, aynı düzen, aynı derin sessizlik hâlâ devam ediyor. Bir düşünün… Bugün “Yeni Başlangıç” diyenlerin neredeyse

Rafet ULUTÜRK Türk’ün Adı Silinemez, Varlığı Yok Edilemez! Bugün güzel bir haber aldık, Ukrayna, sadece toprağını değil, onurunu ve hafızasını da savunuyor. Savaşın ortasında bile tarihine sırt çevirmedi. Bolgrad bölgesindeki Ruslaştırılmış yer adlarını bir bir kaldırıyor, yerine o bölgelerin gerçek isimlerini, yani eski Bulgar adlarını geri getiriyor. Yani Ukrayna sadece

Kurban Bayramlarınız mübarek olsun. Asıl Kurban Edilmesi Gerekenler Kurban Bayramı geldiğinde hep aynı soruyu sorarız: “Bu yıl ne keselim?” Koyun mu, keçi mi, büyükbaş mı? Ama kimse şunu sormaz: “Ben bu bayramda kendimden neyi kurban edeceğim?” Çünkü Allah, sadece hayvanların kanına bakmaz. O kalplerin arınmasına, niyetlerin saflığına bakar. O hâlde

Rafet ULUTÜRK Kurban Bayramı geldi. Yine marketlerde kurbanlık fiyatları konuşuluyor. Yine herkesin dilinde aynı soru: “Bu bayram ne keseceğiz?” Ama kimse sormuyor: “Bu bayram ben kendimden neyi kurban edeceğim?” Yani bu bayram, neyi değiştireceğim? Neyden vazgeçeceğim? Koyun mu keseceksin, keçi mi, dana mı? Peki, yalancı dilini kesecek misin? Gıybetle kirlenmiş

“Anadolu ruhun gemisidir.” Bu söz, sadece bir coğrafyayı değil, insanlığın özünü, tarihsel yükünü ve geleceğe uzanan vicdanını tarif eder. Anadolu, yalnızca dağlardan, nehirlerden ve şehirlerden ibaret bir yer değildir; o, çağların içinden süzülen bir ruhun taşıyıcısıdır. Ve bugün, bu gemi yine fırtınalı sularda yol alıyor. Ruh Neredeyse, Yön Oradadır Zamanın

1. Jeopolitik Açıdan: Doğu Akdeniz’in Yeni Haritası 2019’da imzalanan MEB (Deniz Yetki Alanları Sınırlandırma) Anlaşması, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’deki uluslararası deniz hukukuna dayalı ilk güçlü hamlesiydi. Yunanistan, Güney Kıbrıs ve arkasındaki Avrupa bloğu bu hamleyi gayrimeşru ilan etmeye çalıştı. Ancak uluslararası hukukta karşılıklı kıyısı bulunan iki ülkenin anlaşmasıyla deniz yetki alanı