Tarihimizin, atalarımızın aynı olduğu görülecektir

Ertaş ÇAKIR
Tarih: 4 Ekim 2021

Ben Silistre’den geldim Tekirdağ’ya. Bizim Dobruca toprağında mayalanmış ve yetişmiş olan biri kötü niyetli, bozuk yürekli, öfkeli ve intikamcı olmaz, olamaz, fakat insana pabucunu ters giydiren olaylar yaşıyoruz son zamanlarda bende buna seyirci kalmaktan ise kalemimi alıp içimi dökmeden edemedim.

Bulgaristan Cumhurbaşkanı Gen. Rumen Radev kendisini hükümet kurma baş mimarı yapmaya çalışsa da sürekli taşa çarpıyor. Belli ki, çocukluğu Haskova ilinin Dimitrovgrad kasabasında geçen Radev, 5 tavuğa yem vermeden ve 10 kuzu peşinde koşmadan bugünlere gelmiş olacak ki, “koyunlar ne kadar azsa, onlarla başa çıkmak da, o kadar kolay olur” gibi sözleri işitmiş, toplumu parçalama ve dağıtarak ufaltma çabalarına devam ediyor.

Bilindiği üzere, o 12 Mayıs 2021 tarihinde erken seçim hükümeti – “program hükümeti” – ilan ederken, Ekonomi Bakanı olarak Kanada vatandaşı (çifte vatandaş) Kiril Petkov’u atadı. Bulgar (1991) Anayasası yabancı ülke vatandaşlarına ve “çifte vatandaşlara”  BG’de Cumhurbaşkanı, Başbakan, Bakan ve milletvekili olma hakkı tanımıyor. Bu olay, 1995’te bir ABD vatandaşı Jorj Gançev ve yine hem ABD ve hem de BG vatandaşı olan Georgı Pirinski hakkında Anayasa Mahkemesinde dava açılmış ve ilgili kişilerden ABD vatandaşlığından vaz geçmesi istenmişti.

Rumen Radev 2021’in Nisan ayında dünya çöplüklerinden Bulgar seçim hükümetine bakan toplarken, Kiril Petkov’u görüşmeye çağırmış ve:

  • AnavatanınKanada mı, Bulgaristan mı? diye sormuş ve TV ekranlarında anlattığına göre:
  • Bulgaristan!” cevabını almış ve açıp Anayasaya bakmadan, kimseyle danışmadan kimsenin tanımadığı Kiril Petkov’u “Ekonomi Bakanı” atadı.

Kendisini tanıtırken, annesinin ve babasının Kanada’da yaşadığını, 13 yaşında ailesinden ayrıldığını, herhangi birinden diploma almak niyetiyle bazı ABD Üniversitelerinde okuduğunu ve BG’de kurduğu bir şirket üzerinden Kanada’ya “beyaz peynir” ve “kaşar peynir” ihraç ettiğini vs anlattı.

Ayrıca “Ailesinden ayrı yetiştiğine göre, hayat dersini nereden aldınız?” sorusunu yanıtlarken, “Öğrenciyken evime bir evsiz ve parasız genç almıştım, ayak kaplarımı ve paralarımı çaldı ve kaçtı!” cevabını verdi. Kendini beğenmiş, kafası kav dağında olan, hep gülümseyerek konuşan, daha önce BG Bakanlar Kuruluna ayak basmamış biri olan bu genç-”bakan”, 12 Mayıs’tan beri Bulgar kamuoyu sahnesinde “baş aktör” oldu.

Anayasa, BG Vatandaşlık Kanunu, Çifte vatandaşlıktan vazgeçenlerin uyması gereken hukuk prosedürü vs., ortadayken ve K. Petkov Kanada vatandaşlığından vazgeçtiğine ilişkin hiçbir belge gösteremezken, bu konuda Kanada hükümetinden Bulgaristan Dış İşleri Bakanlığına bir bildirim gönderilmemişken ve kişinin nüfus kaydı olan belediyede gerekli işlemler yapılmamışken bir kişinin sadece sözüne inanarak “BG Ekonomi Bakan atanması” Anayasa ve vatandaşlık yasalarını ihlal etmek değil de nedir? Bu  için  “kaç para” ödendiği ve peynir fıçısından Ekonomik Bakanlığına yükseltilmenin de hangi sihirli kişinin işi olduğu henüz açıklanmamış olsa da, daha şimdiden ortam kokuştu ve farklı anlamlar çıkıyor.

Bulgaristan vatandaşı olmadığından dolayı, Kiril Petkov’un bakan olarak 12 Mayıs 2021’den beri imzaladığı evrakların hepsinin geçersiz sayılacağı bir gerçektir. Bulgaristan ekonomisini yönetme yetkisi BG vatandaşı olmayan bir kişiye verilmekle Cumhurbaşkanı son 30 yılın en büyük yolsuzluğunu kendisi işlemiş oldu, ayrıca bu sahte bakan yarın 1 milyar avro kaçırsa kimse kendisinden hesap soramaz. Dikkat çeken bir unsur da 2021 yılı bütçesı konusunda en fazla ısrar eden kişinin, Ekonomi Bakanı K. Petkov olmasıdır. Acaba neden?

16 Ağustos 2021 tarihinde, Cumhurbaşkanlığına çağrılan geçici hükümet bakanları, bu arada Bakan olma hakkı olmayan Ekonomi Bakanı  Kiril Petkov’un ve mecliste grubu olan politik parti başkanlarının katıldığı Milli Uzlaşma Güvenlik Konseyi toplantısında, birinci konu olarak 2021 yılı Devlet Bütçesinin Ekonomik kalemlerinde değişiklik yapılması konusu masaya yatırıldığında önemli bir olay yaşandı.

Hak ve Özgürlükler Partisi (HÖH-DPS) Başkanı Mustafa Karadayı, Ekonomi Bakanı Kiril Petkov’a dönerek, “siz bütçede bu değişikleri istiyorsunuz, fakat sizin Bulgar vatandaşlığınızda sorun var” dedi. Devamında da, siz talep ettiğiniz bu bütçe harcamalarını yönetemezsiniz, istediğiniz bu harcamaları yapamazsınız, Cumhurbaşkanı baskısıyla onaylamamız istenen şu bütçedeki 1 milyar 200 milyon leva “açık çek var” bu paraları kimin için istiyorsunuz? Sizin böyle bir yetkiniz yok, dediğinde, problem sertleşmiş ve HÖH-DPS Başkanı M. Karadayı Konsey toplantısını terk etmiştir.

18 Ağustos 2021 tarihinde HÖH Partisi politik yönetimi, M. Karadayı başkanlığında, yeni hükümet formülü arama çalışmaları çerçevesinde, Cumhurbaşkanlığına yeniden davet edildiler. Görüşmeyi açarken Cumhurbaşkanı Radev, Mustafa Karadayı’ya hitaben:

  • Anavatanın neresidir?” sorusunu yöneltti.
  • Vatanım Bulgaristan’dır!” cevabını aldığında, ama “siz Türkiye Cumhuriyeti yöneticileriyle görüşmeleriniz esnasında “Anavatanım Türkiye’dir” dediniz şeklindeki “Amerikan sakızını” bir daha geveledi.
  • Tarihe bakarsak hepimizin ata-vatanı aynıdır!” vurgusu yapan Karadayı tartışmayı noktaladı. Cumhurbaşkanı baktı kaldı.

DPS heyeti üyelerinden biri olan milletvekili Y. Tsonev, 1200 yıldan beri, ama belki de çok daha önceden aynı topraklarda yaşayan, son 142 yılda 12 ağır büyük göç olmasına rağmen, oturdukları yerden sökülmeyen Türker’den biri olan Mustafa Karadayı’ya karşı bu hiç de hoş olmayan Cumhurbaşkanı tavrına sert tepkide bulundu. Ve Bulgarcada olmayan “ana vatan” kavramına Besarabya Bulgarları açısından anlam getirmeye çalıştı. Onlar bugünkü Bulgar topraklarından Moldova ve Ukrayna topraklarına 2 asır önce göç etmişler, Bulgaristan’ı ancak efsanelerden bilseler de, “ana-vatan” bilmektedirler. Türkler de, Anadolu üzerinden geldiklerinden, Türkiye Cumhuriyeti’ni “ana-vatan” biliyorlar, “bu, ekmek su istemeyen bir gerçek, neden çekiniyorsunuz?” şeklinde bir konuşma yaptı.  Tsonev’in yorumu ilgi uyandırdı.

Bulgar basını, BG vatandaşlığında sorun olan Kiril Petkov’u Ekonomi Bakanı atayarak Anayasayı çiğneyen Cumhurbaşkanı Radev’in Mustafa Karadayı’ya hitaben, “sen Türkiye’ye gidip anavatanım Türkiye’dir deyip, Bulgaristan’da parti yönetiyor, Sofya Meclisinde milletvekili olabiliyor, Milli Uzlaşma Konseyi toplantılarına katılıyorsun! Sen kendini ne sanıyorsun?” Şeklindeki tavrı basında eleştirildi.

“Marginalia” Bulgar Gazetecisi Yülyana Metodieva, 18 Ağustos tarihinde Cumhurbaşkanı Radev’e sosyal medya üzerinden “Sayın Radev HÖH partisini şeytanlaştırmayınız!” başlıklı mektubunda şöyle dedi:

Sayın Cumhurbaşkanı!

Bugün DPS parti yönetimiyle danışmalarınızda Başkan Mustafa Karadayı’ya yönelik can sıkıcı sorularınızı işittik. Siz Karadayı’ya “anavatanı” neresi olduğunu sordunuz. Kesin ve beklenen bir yanıt aldınız. “Benim vatanım Bulgaristan! Dedi.

Yalnız birinci sorunuz değil, M. Karadayı’ya “Siz samimi değilsiniz!” demeniz de düşündürücüdür. Karadayı’nın T.C. Cumhurbaşkanı Recep T. Erdoğan’la bu yılın Haziran ayındaki görüşmesinde söylediği sözlere parmak bastınız. Bir İnsan Hakları Örgütü olan “Marginalya” o zaman tartışmalara neden olan “anavatan” kavramıyla ilgili eski Cumhurbaşkanı Dr. Jelü Jelev’in etnik azınlıklar danışmanı Prof. Dr. Mihail İvanov’un bir yorumunu yayınladı. Bir alıntı veriyorum:

“Türk vatandaşlarımızın kendilerini güven ve huzur içinde hissetmeleri için öncelikle Türkiye ile Bulgaristan ilişkilerinin iyi olması gerekir. Onlar vatanları olan Bulgaristan ve anavatanları olan Türkiye arasında bir ikirciklik yaşamıyorlar. Biz Bulgarlar, onlardan kuşkulanarak, kendilerini kıskanmamalıyız, Bulgaristan’da yaşayan Türklerin, yüz binlerce akrabalarının yaşadığı Türkiye ile doğal olarak yerleşmiş tarihsel, dini ve kültürel bağları olduğunun bilincine varıp bunu kabul etmeliyiz.”

19 Ağustos’ta olaya başka bir açıdan bakan Stanislav Stanev isminde bir Bulgar yazar konuya şöyle yanaştı:

Cumhurbaşkanı Radev gerçekten bir Bulgaristan düşmanı mı, yoksa şu söyledikleri içinden mi geliyor?

“Birkaç yıl önce Arnavutluk vatandaşı bir Bulgarla aramızda şöyle bir konuşma geçti:

Ona milletini ve vatanını sordum!

Yüzünü buruşturarak şöyle dedi:

‘Ben bir Bulgar’ım, babam, dedem beni Bulgar olarak yetiştirdi. Biz Bulgar gibi yaşıyoruz. Oğlum da Bulgar doğdu ve Bulgar olarak yetişti. FAKAT… Ben Arnavutluk’ta doğdum, okudum, Arnavutluk’ta evlendim ve oğulum da burada dünyaya geldi.

Arnavutluk benim Bulgar kimliğinden rahatsız olmuyor, ben de Arnavutluk için en iyi olanı istiyorum ve bu benim Bulgar olmama engel olmuyor. Ben Bulgaristan’ı atalarımın vatanı olarak seviyorum. “

Ben bu uygarlık dersinden utandım ve Cumhurbaşkanı Radev’in tavrından da utanıyorum…”

Binlerce can alan, binlerce mezar taşı ve tarih ve kültür abidesi yıkan bu konuya biraz daha derin yanaşarak, Bulgar dilinde “anavatan” değerinin neden olmadığını ve onlar için kutsal sözün neden “Papazın Vatanı” (Oteçestvo) olduğunu anlatmak istiyorum.

Konuyu açmazdan önce, anlatmak istediğim gerçeğin, birkaç yıl önce basılan 25 ciltlik Bulgar tarihinden süzdüğümü, aslında sоn dönemde Bulgarların, Orta Asya bozkırlarından geldiklerini reddettiklerini, İRAN boylarından geldiklerini ya da Traklar’ın devamı olduklarını iddia ediyorlar. Fakat bizim, Bulgaristan’da gördüğümüz tarih derslerinde ve okul kitaplarında okuduğumuza göre, Çarların birincisi olan Han Kubrat (632-665) yılları arasında BÜYÜK BULGAR DEVLETİNE Karadeniz ile Güney Rusya arasında Dnepır ve Dnestır Irmakları boylarında hükmetmiştir. O yıllarda Kuzeyden inen Ruslarla savaşları kazanan Bulgar Hanlar, Rus kadınlardan doğan çocuklarla İslav ırkına karışırken “kadının vatanı olmaz” anlayışına inandıklarından “anavatan” değeri dillerine ve hayatlarına girmemiştir.  Poltava şehrinden 13 km mesafede, Vorlska nehrinin yakasındaki “Malaya Preşçelina” köyünde mezarı bulunan han Krum efsanelerinde de “anavatan” değerine rastlanmaz.

Bulgar diline “Papazın Vatanı” değeri ise, Bulgarlar Han Asparuhla Tuna boylarına indikten sonra ve Çar I. Boris idaresinde Bizanstan 864’te Hıristiyanlığı kabul etmelerinden sonra, yaşadıkları topraklar için kullanıma alınmıştır.

İşte bu bakıma Cumhurbaşkanı Radev’in “anavatan” tartışması yersizdir, çünkü olmayan bir şeyi tartışmak “havanda su döğmektir.”

Karadayı’nın “Vatanım Bulgaristan’dır!”  51 yaşındayım ve hayatımın her günü vatanımın Bulgaristan olduğunu kanıtlar. Tarihimizin derinliklerine baktığımızda ise, atalarımızın atalarının aynı soydan ve boylardan olduğu görülecektir” sözleri kamuoyunda çok büyük etki yaratmıştır.

Okuyanlara teşekkürler.

Kendinize iyi bakın ve çevrenizle paylaşınız.