NURİ KİLLİGİL: UNUTULAN KAHRAMANIN HİKAYESİ

Gülten RAYİMOĞLU

Tarih, bazen en büyük kahramanlarını sessizce unutturur. Ancak bazı isimler vardır ki, tozlu sayfalar arasından çekip çıkarıldığında, bir milletin kaderinde oynadığı rol bir kez daha anlaşılır. İşte o isimlerden biri de Nuri Killigil Paşa, yani Bakü Fatihi Nuri Paşa

Kafkasya’da Bir Zaferin Mimarı

1918 yılı… Osmanlı’nın zor günleri. Mondros Mütarekesi’nin gölgesi düşmek üzere, ancak Kafkasya’da Müslüman Türk halkı için kader anı yaşanıyor. Azerbaycan halkı, Bolşevik ve Ermeni çetelerinin kıyımı altında inlerken, Osmanlı’nın yardım eli gecikmiyor. Enver Paşa’nın kardeşi olan Nuri Killigil, 12 bin kişilik Kafkas İslam Ordusu’nun başına geçerek Bakü’yü kurtarmak için yola çıkıyor. Tarihler 15 Eylül 1918’i gösterdiğinde, Bakü, Azerbaycan’ın bağımsızlığını kazandığı en önemli günlerinden birini yaşıyor. Nuri Paşa ve askerleri, Bakü’yü düşmandan temizliyor, bir milletin kaderini değiştiriyor.

Bu büyük zafer, Nuri Paşa’yı Azerbaycan’ın milli kahramanı yapıyor. Ancak Osmanlı’nın çöküş sürecine girmesiyle kaderi değişiyor. Bir süre Almanya ve Avrupa’da kalan Paşa, Türkiye’ye döndüğünde ise büyük bir sanayi hamlesine girişiyor.

Milli Savunma Sanayisinin Kurucusu

Tarih onu sadece bir komutan olarak değil, aynı zamanda Türkiye’de modern savunma sanayisinin öncüsü olarak da yazmalı. Çünkü Nuri Killigil, Türkiye’nin en büyük savunma fabrikalarından birini kurarak yerli silah ve mühimmat üretimine öncülük eden isim oldu. O yıllarda ülkemizin ağır sanayisi yok denecek kadar azdı. Ancak Nuri Paşa, imkânsızlıklar içinde bir girişimci ruhuyla çalışarak, hem yerli tabanca hem de havan topu üretimini başlattı.

Ne yazık ki bu girişim Türkiye’nin dışa bağımlılığını azaltacak bir adım olarak görülmek yerine, bazı çevreler tarafından engellenmeye çalışıldı. 1949 yılında fabrikasında meydana gelen şüpheli patlama, hem milli savunma sanayimize büyük bir darbe vurdu hem de Nuri Paşa’nın hayatına mal oldu. O patlama, bir dönemin sona erdiği gün olarak hafızalara kazındı.

Cenaze Namazı 67 Yıl Sonra Kılındı

Nuri Killigil’in cenazesi, vücudu paramparça olduğu için o dönemki Diyanet İşleri Başkanı’nın fetvasıyla cenaze namazı kılınmadan defnedildi. Ancak yıllar sonra, tarihin unuttuğu bu kahraman yeniden hatırlandı. Attila Oral’ın harabe halindeki mezarını bulması üzerine harekete geçen Azerbaycan Milletvekili Ganire Paşayeva, Bakü Fatihi’ne layık bir anıt mezar yapılmasını sağladı. Ve 67 yıl sonra, Nuri Paşa’nın cenaze namazı kılınarak bir vefa borcu ödenmiş oldu.

Unutmayacağız!

Bugün Türkiye savunma sanayisinde büyük hamleler yaparken, bu yolda atılan ilk adımları unutmamak gerekir. Nuri Killigil, yalnızca Bakü’nün fatihi değil, Türkiye’nin bağımsız savunma sanayisinin de temelini atan adamdır. Şüpheli bir patlamayla susturulmuş olsa da, fikirleri ve mücadelesi bugün ASELSAN’dan, ROKETSAN’a kadar uzanan bir miras bırakmıştır.

O’nun adını ve mücadelesini yaşatmak, vefa borcumuzdur. Ruhun şad, mekanın cennet olsun, Paşam!