KUZU, KURT’A TESLİM EDİLDİ

BGSAM

DELYAN PEEVSKI, KESKİN VİRAJ,
KUZU, KURT’A TESLİM EDİLDİ.

DPS KURULUŞ AMACI

1989 dan büyük göç sonrası Bulgaristan’da yıkılan komünist sistemde Türk seçmeni manipüle etmek için Bulgar istihbaratının Ahmet Doğan önderliğinde kurdurduğu bir partidir.

Temel amaç Türk seçmenin duygu, düşünce ve seçim tercihlerini kontrol etmek, yönlendirmek ve Bulgar devlet ideolojisine uygun hale getirmektir. Yani bir nevi Demokrasiye geçildikten sonra en büyük etnik kimlik olan Türkleri belli bir hizada tutma hareketidir.

BU GÜNE KADAR SÜREÇ DEĞERLENDİRME

Hak ve Özgürlükler Hareketi 33 yıldır Türk adayları üzerinden, Bulgar devlet ideolojisine hizmet ettiği halde, temsilde alternatifi olmayan seçmen bu partiye mahkum bırakılmıştır. 1990 dan sonra Türklere uygulanan asimilasyon politikalarının karşısında durmak bir yana Türkler, DPS’ün konrolünde her geçen gün dil, din ve kültürel erozyondan kaçamamışlardır.

ÖN ALAN DPS VE KURULAN YENİ TÜRK PARTİLERİ

DPS, Türkler ve Müslüman seçmenin yeni arayışlara gireceğini fark ettiklerinde;  yeni kurulacak partilere “Lütfi Mestan, Kasım Dal gibi” başkanları!!  tabakta sunmuş ve manipülasyona devam etmiştir..

DPS Bir taşla 2 kuş vurmuştur. Hem ölü doğması sağlanan partilerin karşısında zafer kazanmış, güçlenmiş hem de seçmen yine çaresizliğe mahkûm bırakılmıştır.

 

BULGAR DEVLET POLİTİKALARI VE DPS NİN TUTUMU

 

Bulgar ideolojisi 1878 den itibaren her dönem özellikle Türkleri asimile ederek homojen bir Bulgar vatandaşı yaratma gayretindedir. Türk kültür, tarih ve dil konularında hafızasını yok etmek için bazen şiddet, bazen baskı kanunları uygulayıp her dönem asimile etmeye çalışmışlardır. Bu monarşi döneminde de, Komünist dönem ve hatta demokrasi döneminde de en temel hedefleri olmuştur.

1990 dan sonra Türklere uygulanan politikalar hain Ahmet Doğan’a kurdurulan DPS üzerinden yumuşatılarak ve zamana yayılarak gerçekleştirilmiştir. Bulgaristan Müslümanlarının ve Türk azınlığın kaderi ayak oyunlarıyla DPS’e dolayısıyla hain Ahmet DOĞAN’a emanet edilmiştir.

1990’DAN SONRA DPS PARTİSİ DIŞINDA KURULAN SÖZDE “TÜRK“ PARTİLERİ

Bulgaristan’da 4 Ocak 1990’da kurulan Hak ve Özgürlük Partisi (DPS-ДПС) dışında Bulgaristan’da kurulmuş sözde “Türk” partilerine baktığımızda asıl dikkat çeken; bu partilerin nerdeyse tamamı DPS partisinden ayrılan ya da kovulan Türk aydınlar tarafından kurulmuş olmalarıdır:

 

Fakat 1990 dan sonraki 7 partiden sadece , 1994’te kurulan Demokratik Değişim Partisi (DDP) ‘den Mehmet Hoca hariç ; Parti liderlerinin tamamı Bulgar istihbaratının “DC” muhbirleri olmaları ilginç, dikkat çekici ve önemlidir.

 

PEKİ, DPS KİMLERE HİZMET EDİYOR?

33 yıldan beri siyaset yapan sözde Türk partisi DPS, Bulgar milli doktrini ve Bulgar milli ideolojisinin “azınlıklar konusundaki” ilkelerine hizmet ederek siyasi varlığını sürdürüyor. Türk dilini, kültürünü haklarını savunmak vaadiyle aday olanlar;  kendi kimlikleri korumaktan aciz duruma geldiler.

Kendileri neredeyse Türk olmaktan mahcup, Türkçe konuşmaktan utanır duruma geldiler. Türk dilini ve Türkçeyi savunması gereken! Sözde Türk partisinin en tepe yöneticileri oy aldıkları toplumunun menfaatleri yerine kişisel geleceklerinin peşinden giderken, kendi toplumlarına yabancılaştılar kendi çocukları dahi Türkçeyi konuşamaz duruma geldi.

DPS’NİN SON KULLANIM TARİHİ GEÇTİ Mİ?

 

Demokrasi denilen bir sistemde tam bir diktatörlükle yönetilen DPS’ den genel başkanlar Ahmet Doğan’ın icazetiyle veya üst akılla gelip, yine “Oyun Bitti” dediğinde görevden uzaklaştırılıyordu.

 

Ama bu seferki değişiklik diğerlerinden çok farklı olacak. Ahmet Doğan (üsta akıl) bu sefer bir Türk Partisinin başına sistematik bir biçimde Bulgar Oligark’ını oturtuyor.

ŞİMDİ SORU ŞU?

DELYAN PEEVSKİ BAŞKAN MI SEÇİLDİ? YOKSA PARTİYİ SATIN MI ALDI?

Bunun cevabını için Delyan Peevski kimdir, O’nu daha iyi anlamaya çalışmak lazım.

 

PEKİ, DELYAN PEEVSKİ KİMDİR

 

Delyan Peevski öncelikle; ABD Hazine Bakanlığının hakkında;

“Delyan Slavchev Peevski (Peevski), daha önce Bulgar milletvekili ve medya patronu olarak görev yapmış ve düzenli olarak yolsuzluğa bulaşmış bir oligarktır. Kendisini kamunun incelemesinden korumak ve Bulgar toplumundaki kilit kurum ve sektörler üzerinde kontrol sağlamak için nüfuz ticareti ve rüşvet kullanıyor. ”

dediği bir politik figürdür.

Bu kişi aileden gelen nüfuzunu kullanarak Bulgar siyasetinde kendine yer edinmiş ilişkileri ve ticareti hala sorgulanan karanlık güç.

 

Siyaseten getirildiği bakan yardımcılığı, Varna liman yöneticiliği, İstihbaratın başına getirildiği görevlerden büyük protestolar nedeniyle kısa sürelerde ayrılmak zorunda kalan birisi.

 

Bir dönem Rus yanlısı, sonra Atlantikçi olan yönü, pusulası Bulgarlar tarafından dahi anlaşılamayan birisiyken! Önce DPS eş başkanı sonra birden bire ve beklenmedik zamanda istifa ettirilen genel başkan Mustafa Karadayı’nın koltuğuna oturup bir Türk partisine genel başkan olması Türk seçmenlerde şaşkınlığa sebep bir gelişme olarak değerlendirildi.

Peevski, aslında adı yolsuzluk ve mafya ilişkileriyle anılan bir Bulgar oligark. Alman Der Spiegel dergisi, 1 Şubat 2016’da Peevski’yi ‘yolsuzluk buzdağının görünen kısmı’ diye tanıtırken, ‘siyasi rehberinin’ ise Ahmet Doğan olduğunu açıkça yazdı.

Ayrıca Türkiye ile ilişkiler konusunda olumlu konuşan kim olduysa Ahmet Doğan ve medya patronu olan Delyan Peevski tarafında linç edilmiştir. Hatta bu ikilinin 2016 yılından bu yana Türkiye’ye girişleri yasaklanmıştır.

Bu nedenle Ahmet Doğan’ın Delyan Peevski’yi Türk partisi DPS’e genel başkan yapmasının arkasındaki gerçekleri takip edenler olarak biz pek de şaşırmadık.

 

Türk Partisi DPS başına gelen Delan Peevski’nin soydaşlarımız ve Müslüman topluluklar için bir çözüm değil, aksine sorunun kaynağı olacağını düşünüyoruz.

 

GELECEK DEĞERLENDİRMESİ

Ahmet Doğan DPS’ün başına Dünya’ca şaibeli ve tartışılan birini getirmesindeki amacı ne olabilir? Sorularla yanıt bulmaya çalışalım.

  • Ahmet Doğan DPS’ün kara kasası durumundaki Delan Peevski’ye borcunu mu ödüyor?
  • DPS artık ideolojik misyonunu yerine getirdi ve Bir Türk Genel Başkana dahi ihtiyaç kalmadığını mı düşünüyor?
  • Türkiye ile fazla samimi gibi gösterip! Mustafa Karadayı’yı kurulacak yeni bir Türk Partisine başkanlık olarak mı paketliyor? (Önceleri olduğu gibi)
  • Artık Türklerin 33 yıllık demokratik süreçte yeterince asimile edildiğine inandıkları için Türk seçmenin önemi kalmadığına mı inanılıyor.
  • Rus yanlısı Ahmet Doğan, Delan Peevski’yi kullanarak yüzünü Latincilere mi çevirmeye çalışıyor.

Bu soruların cevaplarını 24 Şubatta Delyan’a parti tam teslim edildikten sonraki ilk icraatlarından sonra daha iyi alacağız.

Yine de Ne Ahmet Doğan’da ne Delan Peevskiden Türk milleti için iyi niyetli bir hizmet olacağına inanmıyoruz. Bu güne kadar yanılmadık. Bundan sonra da yanılacağımızı sanmıyoruz.

 

BGSAM