Bulgaristan’da Osmanlı Terörü Yok

BGSAM
Tarih: 15 Ekim 2020

Öyleyse VMRO Partisinin Bulgaristan’da Ne İşi Var?
Sofya’da çıkan 13 Ekim 2020 tarihli “Dnevnik” gazetesinden alınmıştır.

Kuzey Makedonya Cumhuriyetinin bilinen düşünür ve diplomatı Dimitır Dimitrov’un “Almanya’nın Sesi” – “Deutsche Welle”radyosu sorularına verdiği cevaplar.

İç Makedon Devrim Örgütü (VMRO) kurulmasına Osmanlı devlet terörü gösterilmiştir. VMRO örgütünün bu günkü Bulgaristan koşullarında popülizm ve demokrasi ortamında ne işi var?”

VMRO kurucusu Hristo Matov 1908’yılında şunları yazmıştı:

Biz politik özgürlüklerimiz için mücadele ediyoruz, hürriyetlerimizi elde edince VMRO örgütü var olma hakkını yitirecek ve dağılacaktır.”

“Deutsche Welle” radyosunun Makedon Redaksiyonu tarafından yayınlanan, bilinen Makedon yazar, düşünür ve diplomatı Dimitır Dimitrov’un “Makedon partisi VMRO-DPMNE ile Bulgar partisi VMRO-BND Balkanların Avrupa’sına katılmasını el ele vermiş nasıl engelliyorlar konusunu işlemiştir. Yazı şöyle başlıyor:

VMRO kurucusu Matov 1908’de yazmıştı: “Biz politik özgürlüklerimiz için mücadele ediyoruz. Hürriyetlerimizi elde edince VMRO örgütü var olma hakkını yitirecek ve dağılacaktır.”

Dimitrov konuyu şöyle açıyor: VMRO Osmanlı devlet terörüne karşı belirmiş bir örgüttür, günümüzde böyle bir terör olmadığına göre, bu örgüt var olma hakkını kendiliğinden yitirmiş bulunur. Bu anlamda olmak üzere kurucu Matov neslinin torunları günümüzde bir devrimci ortamda değil, demokratik ortamda misyon görüyorlar. Bir parlamenter demokrasi koşullarında VMRO örgütünün güncelleştirilmesi, hem devrimci, hem de demokrasi sitemine ters düşer. Ve Dimitrov şöyle devam ediyor: “VMRO-DPMNE ve VMRO-BND kişiliğinde, Kuzey Makedonya Cumhuriyeti’nde (KMC) ve Bulgaristan’da olup biten tam da budur.”

VMRO gibi partilere bugün ihtiyaç var mıdır?

“VMRO partisinin popülizm sisteminde ne işi olur sorusu ortaya çıkıyor. Plüralizm koşullarında öok sayıda politik partiye yer vardır, ama herhangi bir devrimci örgüte yer olmamalıdır. Bu bakıma VMRO hem KMC’nin hem de Bulgaristan’ın anayasal sistemiyle, bu iki devletin NATO içindeki birliği ve Avrupa Birliği (AB) ilkeleriyle çelişki halindedir.” Dedikten sonra düşünür D. Dimitrov şunları hatırlatıyor: “VMRO-DPMNE partisinin 120 bileşimli Üsküp parlamentosunda 44 milletvekili var. Bulgaristan’daki BMRO örgütü başkanı ise Bulgaristan Başbakan Yardımcısı ve Savunma Bakanıdır.“

Dimitrov şöyle bir değerlendirmede bulunuyor:
“İki devlette, bölgemizde, Avrupa’da ve dünyadaki durum üstüne değerlendirmede bulunacaklarına bu iki parti geçmişin katları arasında yollarını şaşırmışlardır. VMRO-DPMNE Bulgaristan ve Yunanistan’la imzalanan antlaşmaları, Makedon adına, diline ve kimliğine ihanet olduğundan dolayı tanımıyor”

“Burada her şey tepe takla edilmiş durumda. Ülkemiz ismini, Eski Yugoslavya Cumhuriyeti Makedonya ismiyle Birleşmiş Milletler Teşkilatı’da (BMT) gecikerek üye olmak için dilekçe verirken kaybetmişti ve Yunanistanla imzaladığı Prespa Antlaşmasıyla, bir coğrafya terimi olan “Kuzey” ilavesiyle, gerçek bir devlet statüsüne dönmüş oldu.

Makedonya’ya NATO ve AB kapısını açan, Makedon dilini Avrupa Birliğinde resmileştiren Prespa Anlaşmasının yerine, bu partiler (zamanı çoktan dolmuş VMRO anlayışını), anlamında İslav dili konuşanlar eski Makedonların soyundandır anlayışı olan, Yunan “Makedon Mücadelesini”–  Yunan Makedonizmini – (Madedonikos agon) koyuyorlar. VMRO-DPMNE bu propagandayı yakın geçmişte yapılan seçimlerin propagandasına “Yüz Adımda Diriliş” sloganıyla ve ayrıca “Üsküp – 2014” projesine aldı.

“Prespa Antlaşmasının Makedon milletini ve Makedon dilini tanıdığına” vurgu yapan yazar Dimitrov şu yorumu getiriyor: “Fakat bölgesel huzura ve Avrupalaşmaya yapılan bu katkıya ansızın yeni bir düşman dikildi – Bulgaristan VMRO’su. Böylece aynı adı taşıyan 2 parti Prespa Anlaşmasına karşı birleştiler. Birisi anlaşmanın gerektiği kadar Makedon olmadığı yüzünden, ötekisi de fazlasıyla Makedoncu olduğunu iddia etti. Aslında bunlar, Balkanları Avrupalı olma fikrinden bir parça haline getirebilen, Makedonya, Yunanistan ve Bulgaristan’ın elde ettiği yüksek başarı gölgesinde, birbirini reddeden iki saçmalıdır.”

“Dnevnik” gazetesinin kendi yorumu şöyledir:
“VMRO nedir?” İç Makedon Devrim Örgütü. Bu parti ters dönmüş bir dünyada yaşıyor ve gerçekleri reddediyor. Bulgaristan ve MKC’nin uzun bir yol yürüdükten sonra bağımsız devletler, NATO üyesi ve birinin AB üyesi olabildiği bir dönemde ve ikincisinin de aynı hedefe adımladıkları bir zaman kesiminde, dünyayı karıştırmak isteyen zararlı bir partidir. Kapatılmalı ve yol açılmalıdır.

Bulgaristan’ın Balkan Savaşlarında Birinci ve İkinci Dünya Savaşında elde edemediğini, VMRO şefi Karakaçanov, her şeyi ters yüz göstererek, karıştırdıkça karıştırarak, elde etmek istiyor, ama bu işler böyle olmuyor.

“VMRO partisine günümüz siyasetinde yer yoktur.”
VMRO – Avrupa Konseyi’nin “faşist” olarak nitelendirdiği bir partidir.

Okuyanlara ve paylaşanlara teşekkürler.
“Cocid-19” kurban aramaya devam ediyor, sosyal mesafe, el yıkama ve maskeli dolaşma istemlerine uyalım. 6 ay dişimizi sıksan bu beladan kurtuluruz.
Sağlıklı kalın ve kendinize iyi bakınız.