Asıl Oruç: Sadece Ağız Oruçu Değil, El, Kol, Ayak ve Göz Oruçu da Tutulmalıdır
Raziye ÇAKIR
Ramazan ayı, yalnızca açlık ve susuzlukla sınırlı bir ibadet dönemi değildir. Oruç, her yönüyle insanı arındırma ve manevi olgunlaşma sürecidir. Günümüz dünyasında, oruç deyince aklımıza sadece yemek ve içmekten uzak durmak gelse de, gerçek oruç bunun çok ötesindedir. Oruç tutmanın asıl anlamı, sadece bedenin değil, ruhun ve kalbin de arınmasıdır. Sadece ağzımızı kapatmakla kalmamalı, ellerimizden, gözlerimizden, ayaklarımızdan da oruç tutmalıyız.
Ağız Oruçunun Ötesinde
Elbette, oruçta ilk akla gelen, yemek yememek ve içmemek, yani ağzı kapalı tutmak olsa da, orucun en önemli boyutu bu değil. Asıl önemli olan, o sırada düşüncelerimizin, kelimelerimizin, niyetlerimizin ve davranışlarımızın ne yönde olduğu, neyi konuştuğumuz ve nasıl davranışlar sergilediğimizdir. Herkesin bildiği bir şey vardır: “Ağızdan çıkan söz, kalpten çıkar.” Ramazan ayında, dilin sadece yemekten içmekten değil, dedikodudan, yalan söylemekten, kötü sözlerden de uzak durması gerektiğini unutmamalıyız. Zira dil, insanı hem yükseltir hem de alçaltır.
Göz Oruçu: Bakışlarımızı Kontrol Altına Almak
Göz de oruç tutmalıdır. Oruç sadece bedeni değil, ruhu da kontrol altına almayı gerektirir. Gözlerimiz, içindeki tüm hisleri ve düşünceleri dışarıya yansıtan pencere gibidir. İnsan, Ramazan ayında gözlerini sadece haramlardan değil, aynı zamanda kötü düşüncelerden, gereksiz ve boş bakışlardan da uzak tutmalıdır. Gereksiz yere bakmamak, gözleri kötü niyetlerden, haramlardan ve insanları kıracak bakışlardan korumak da asıl oruçtandır.
El Oruçu: Eylemlerimize Dikkat Etmek
El, sadece yemek değil, aynı zamanda diğer insanlara zarar vermek için de kullanılabilir. Bir insan elini başkalarına zarar vermek, haksız yere tutmak, dövmek için kullanıyorsa, bu sadece bedenin aç kalmasıyla oruç tutmuş sayılmaz. Ramazan, ellerin de sadık kalması, yalnızca yemeği değil, aynı zamanda haksız kazancı, hırsı, zulmü de engellemeyi gerektirir. Elin, yardım etmek, iyilik yapmak, el uzatmak ve şefkatle davranmak için kullanılması gerekir.
Ayak Oruçu: Nerelere Gidiyorsun?
Ayaklarımız da oruç tutmalıdır. Ayaklarımız bizi istediğimiz her yere götürebilir, ancak nereye gittiğimiz, hangi ortamlarda bulunduğumuz ve hangi insanlarla zaman geçirdiğimiz önemlidir. İyi yerlerde, güzel insanlarla vakit geçirmek, ruhumuza huzur verirken, kötü ortamlara girmemek, kötü insanlardan kaçınmak, ayakların da oruç tutması demektir. Çünkü nereye gidersek, orada nasıl bir etkileşimde bulunacağımız, ne tür davranışlarda bulunacağımız, ruhumuzu etkileyen unsurlardır.
Oruç, İçsel Bir Temizliktir
Ramazan ayında oruç tutarken, sadece bedeni aç bırakmanın ötesinde bir maneviyat devrimine doğru yol alıyoruz. Oruç, bir tür içsel temizliktir; yalnızca ağzı değil, elleri, gözleri, ayakları ve zihni de temizler. Kendimizi sadece yemekle değil, tüm davranışlarımızla, düşüncelerimizle, hislerimizle arındırmalıyız. İşte asıl oruç budur: Bedenin ve ruhun eş zamanlı olarak arındığı, insanın hem içini hem dışını temizlediği, her yönüyle olgunlaştığı bir oruç.
Bu Ramazan, ağzınızı kapattığınız gibi, ruhunuzu da kapatın kötülüklerden. Ellerinizle iyilik yapın, gözlerinizle doğruyu görün, ayaklarınızla doğru yolda yürüyün. Çünkü oruç, yalnızca aç kalmak değil, tüm benliğimizle Allah’a yakınlaşma çabasıdır.