Zeka: Gerçekten Kullanım Meselesi mi?
Rafet ULUTÜRK
Genellikle zekânın bir kas gibi olduğu, çalıştırıldıkça geliştiği ve kullanılmadığında köreldiği söylenir. Ancak, bu görüş gerçekten her birey için geçerli mi? Ya zekânın kullanımı ve gelişimi sadece bireysel çabaya bağlı değilse? Belki de zekâ, sadece bireyin tercihlerine değil, çevresel faktörlere, eğitim sistemine ve kültürel yapıya da bağlıdır.
Zekânın Çevresel Faktörlerle İlişkisi
Bir çocuğun zeki olup olmadığı, çoğu zaman doğuştan gelen bir özellik gibi görülür. Oysa, bir çocuğun zekâsını geliştirme fırsatları tamamen içinde bulunduğu çevreye bağlıdır. Örneğin, merak duygusu desteklenen, öğrenmeye teşvik edilen bir çocuk ile sürekli sınırlandırılan, sorgulaması engellenen bir çocuğun zihinsel gelişimi aynı olabilir mi?
Bir bireyin zekâsını ne kadar kullanacağını belirleyen şey sadece kendi iradesi değildir. Yaşadığı toplum, aldığı eğitim, çevresindeki insanlar ve hatta ekonomik durumu bile zekâsını nasıl geliştireceğini etkiler.
Örneğin, bir çocuk sürekli ezbere dayalı bir eğitim sistemi içinde yetişiyorsa, eleştirel düşünme becerisini geliştirmesi beklenebilir mi? Veya ekonomik zorluklarla mücadele eden bir birey, temel ihtiyaçlarını karşılamak için çalışırken, zekâsını sanat, bilim veya felsefe alanında geliştirmek için fırsat bulabilir mi?
Zekânın Kullanımı Gerçekten Bir Seçim mi?
Bazıları zekânın kullanılmasının bireysel bir tercih olduğunu söyler. Ancak bu durum, herkese eşit fırsatlar sunulduğunda geçerli olabilir. Oysa, zekâsını geliştirmek isteyen herkesin aynı imkanlara sahip olmadığı bir dünyada yaşıyoruz.
- Bilgiye erişimin kolay olduğu bir çevrede büyüyen biriyle, eğitim kaynaklarından yoksun birinin aynı seviyeye ulaşmasını beklemek adil midir?
- Zekâsını geliştirmek için gereken zaman ve enerjiyi bulamayan biri, bu durumda suçlanmalı mıdır?
- Toplum, insanlara zekâlarını kullanmaları için yeterli alan ve teşvik sağlıyor mu?
Belki de zekânın gelişimini yalnızca bireysel çabaya bağlamak yerine, toplumsal koşulları da sorgulamalıyız. Daha iyi eğitim sistemleri, eşit fırsatlar ve bireyin kendini özgürce ifade edebileceği ortamlar yaratılmadan, zekâyı kullanmanın sadece kişisel bir seçim olduğunu söylemek eksik bir bakış açısı olabilir.
Zeka Tek Başına Yeterli Değil
Zekâ doğuştan gelebilir, geliştirilebilir ya da köreltilebilir. Ancak bunu belirleyen şey yalnızca bireyin kendi çabası değil, aynı zamanda toplumun sunduğu imkanlar ve teşviklerdir. Zekânın gelişimini yalnızca “kullanırsan gelişir, kullanmazsan körelir” şeklinde basit bir formüle indirgemek yerine, insanlara zihinlerini geliştirmeleri için nasıl daha fazla fırsat yaratabileceğimizi düşünmeliyiz. Çünkü zekâ, sadece bireysel bir mesele değil, aynı zamanda sosyal bir meseledir.