Sarıkamış: Donmuş Karların Altında Isınan Yiğitlik
Rafet ULUTÜRK
110 yıl önce, vatan toprağı uğruna gözünü kırpmadan ölüme koşan binlerce kahramanın destanını, Sarıkamış’ın buz tutmuş dağlarında yazdığına şahidiz. Bu destan, sadece bir askeri harekât değil; inancın, fedakârlığın ve vatan sevgisinin doruk noktasıdır. Allahu Ekber Dağları’nda, kan yerine karın, barut yerine ayazın hüküm sürdüğü o dehşetli günlerde, bir milletin kahramanları, adlarını tarihin en şerefli sayfalarına yazdırdılar.
Sarıkamış Harekatı, bir cesaret hikayesidir; aynı zamanda bir trajedidir. Yaklaşık 90 bin Mehmetçik, yalnızca düşmana karşı değil, doğanın acımasız şartlarına karşı da savaşmak zorunda kaldı. Karın beyazı, bir kefen oldu onlar için; dağların soğuğu ise bir mezar taşı. Ama onların buz tutmuş bedenleri, milletimizin bağımsızlık ateşini sonsuza kadar harladı.
Bir Fedakârlık Destanı
Sarıkamış’ta şehit olan askerler, açlıkla, soğukla ve tüm zorluklarla mücadele ederken bile akıllarından sadece vatan sevgisini geçirdiler. Kimi gencecik yaşta köyünden ayrılmış, kimi evlatlarını arkasında bırakmış bu yiğitler, “vatan” uğruna hayatlarını hiç düşünmeden feda etti. Onlar, “bir milletin özgürlüğü” için kendi özgürlüklerinden vazgeçmeyi bildi.
Bu harekâtı sadece bir askeri başarısızlık olarak değerlendirmek, o kahramanlara yapılacak en büyük haksızlık olur. Sarıkamış, milletimizin azim ve kararlılığının sembolüdür. Her biri soğukta donmuş birer yıldız gibi, bize vatan sevgisinin ne anlama geldiğini hatırlatır.
Karların Altında Bir Milletin Onuru
Bugün Sarıkamış’ı anarken sadece geçmişin acılarını değil, o kahramanların bize bıraktığı mesajı da hatırlamalıyız. Onlar, bu toprakların bedelinin kanla ve canla ödendiğini bizlere hatırlatıyor. Bugün bu topraklarda özgürce nefes alıyorsak, o gün Allahu Ekber Dağları’nın zirvesinde şehadete yürüyenlerin sayesinde.
Sarıkamış, bize fedakârlığın ve millet olmanın anlamını hatırlatır. Mehmet Akif’in dediği gibi, “Şüheda fışkıracak, toprağı sıksan şüheda!” İşte o topraklar, Allahu Ekber Dağları’nda karlarla buluşan Mehmetçiklerin alın teri ve kanıyla yoğruldu.
Ruhları Şad, Makamları Âli Olsun
Her yıl Sarıkamış’ı anarken, onların hatırasını diri tutmak, bir milletin şükran borcudur. Bugün her birimiz, onların fedakârlığını anlamalı ve bu ruhu geleceğe taşımak için çabalamalıyız. Şehitlerimize borcumuzu ödemek için yalnızca onları anmak yetmez; vatanımıza sahip çıkmalı, birlik ve beraberlik içinde hareket etmeliyiz.
Sarıkamış kahramanlarının her biri, sonsuz bir minneti hak ediyor. Onların fedakârlıkları, sadece tarihte değil, kalplerimizde de yaşayacak. Şanlı ecdadımızın ruhları şad, makamları âli olsun. Bugün huzur içinde yaşıyorsak, onların karlar altında bıraktığı sıcak izler sayesindedir.
Unutmayalım, Allahu Ekber Dağları’nda donarak şehadete yürüyen Mehmetçiklerin yaktığı vatan ateşi, nesiller boyu sönmeyecek bir meşaledir. Rahmetle, minnetle ve sonsuz bir hürmetle anıyoruz.