İhanet Affedilemez
Yazan: Rafet ULUTÜRK
İhanet… Bu kelime insana ağır gelir.
Çünkü içinde hem kırılmış bir güvenin yankısı vardır hem de paramparça olmuş bir yüreğin sessiz çığlığı. Bir kez yaşandığında, insanın içindeki bütün dengeleri yerle bir eder.
Bazı hatalar telafi edilir ama ihanet asla o sınıfa girmez. Çünkü ihanet, bilinçli bir tercihtir.
İhanet eden aslında sadece bir kişiye değil, onun geçmişine, anılarına, umutlarına saldırır. İhanet bir bıçak gibidir; kimsenin görmediği yerden saplanır ama sesi yıllarca kalpte çınlar.
Bu yüzden ihanetin olduğu yerde ne eski sıcaklık kalır ne de güvenin izinden eser.
Affetmek, bazılarına göre büyüklüktür ama bazı durumlarda sadece bir aldanıştır.
İhaneti affetmek, ihaneti yok saymak değildir; tam tersine ona zemin hazırlamaktır.
Çünkü ihanetin affedildiği yerde, bir sonraki ihanet çoktan pusudadır.
İhanet edenler bilsin: Her şey unutulabilir ama ihanetin izi asla silinmez.
Vicdan, zamanı geldiğinde hesap sorar. Belki hemen değil, ama mutlaka…
Çünkü ihanetin bedeli vardır ve o bedel, en sessiz gecede en yüksek sesle ödetilir.
Toplum olarak da birey olarak da bir gerçeği unutmamalıyız:
İhaneti affetmek, ihaneti meşrulaştırmaktır. Bu yüzden ihanete ne bahane yakışır ne de ikinci bir şans. Güven bir kez kırıldığında, o cam bir daha eskisi gibi ışıldamaz.
İhanet eden kaybetmiştir.
Kaybettiği sadece bir insan değil; bir kalbin saygısı, bir dostluğun değeri, bir sevginin kutsallığıdır.
Ve bu yüzden…
İhanet affedilemez.

