Azerbaycan Zaferi

Murat ULUTÜRK
1.10.2020

Cumhurbaşkanı İlham Aliev’in Dünyaya Seslenişi

Bu sabah Ermeni silahlı güçleri ağır toplar ve başka silahlarla değişik yönlerde bulunan yerleşim yelerimize ve askeri mevzilerimize ateş ettiler.

Sivil nüfus ve askeri görevlilerimiz arasında şehitlerimiz var. Hepsine Allah rahmet eylesin! Kanları yerde kalmayacaktır! Azerbaycan ordusu düşman mevzilerini ateş altına almış bulunuyor. Başlattığımız hücum sonucunda düşmanın askeri teknik araçlarının büyük kısmı yok edilmiştir. Olay Ermeni faşizminin yeni başkaldırısıdır.

Son zamanda Ermenistan’ın Azerbaycan’a karşı kışkırtıcı saldırılarının ardı kesilmedi. Ermenistan-Azerbaycan sınırında bulunan Topuz yönünde Temmuz ayında açtığı ateş sonucunda ordu mensuplarımız ve bir sivil vatandaş can verdi. Topçu ateşi olmak üzere, ilk ateş açan Ermenistan ve birinci askeri şehidin de Azerbaycanlı olduğu biliniyor. Azerbaycan silahlı kuvvetleri düşmana hak ettiği cevabı vermiş ve düşman güçleri sınırımızdan içeri adım atamamıştır. Düşman durdurulmuş ve ülkemizin toprak bütünlüğü şerefle korunmuştur. Aldığı hak edici darbe sonunda Ermeni taraf acı yenilgiyi kabul etmiştir.  Olaya daha önce de vurgu yapmıştım. İstesek askeri operasyonumuza Ermenistan topraklarında devam edebilirdik. Ne var ki bizi Ermenistan’da askeri hedeflerimiz yoktur ve birkaç gün sonra ateşi kestik.

Bu saldırı olayında Ermenistan’ın hedefi neydi? Hedeflerinde Azerbaycan topraklarını işgal etmek olduğunu gizlemiyorlar. Onların politik ve askersel yönetimi Azerbaycan’ı yeni işgalle, teni bölgeler ele geçirme siyasetiyle tehdit etmeyi denedi. Bugünkü Ermeni askeri ve siyasi yönetiminin politikasıdır. Başka bir nedense halkın dikkatini Ermenistan’daki çok ciddi sosyal, ekonomik ve siyasi sorunlardan başka tarafa yöneltmek ve Azerbaycan’ı düşman göstermektir. Görüşme sürecini ne pahasına olursa olsun suya düşürmek, başarılı oldukları alanlardan biridir, diyebilirim. Ermenistan’ın küstah, yıkıcı ve yalan siyaseti sonucunda olmak üzere, görüşmeler patikte durmuştur.

Yeni kışkırtmaları bu hedeflere karşı yöneltilmiştir ve bunlar onların temel hedefleridir.

Temmuz ayında Azerbaycan düşmana hak ettiği cevabı verdi, toprak bütünlüğünü korudu ve Azerbaycan’la tehdit diliyle konuşanların, sonunda pişman olacağını gösterdi.  Ne yazık ki ders almadılar. Temmuz ayındaki provokasyondan sonra, yaşadıkları ağır yenilginin Ermenistan için bir ders olması gerektiğini belirttim.

Ağustos ayında Ermenistan yeni askeri kışkırtmada bulundu. Bu defa Azerbaycan’a kundaklama grubu sızdırıldı. Kundaklama grubunun başı Azerbaycan silahlı güçleri tarafından tutuklandı ve halen terör eylemleriyle ilgili ifade veriyor.

Bugün de Ermenistan sivil halka ve silahlı güçlerimize karşı askeri provokasyonda bulundu, belirttiğim üzere bu defa hak ettikleri cezayı alacaklar ve sert bir şekilde cezalandırılacaklardır.

Ermenistan provokasyonları Ermeni yönetimin demeçlerine yansımıştır. Bundan bir yıl önce, işgal altındaki bölgelerden Hankendi’de Ermenistan Başbakanı “Karabağ Ermenistan’dır ve nokta!” dedi.

Bir defa bu bir yalandır. Karabağ Azerbaycan’dır! Bu konudaki görüşlerimi defalarca ifade ettim!

İkinci olarak, bu kışkırtıcı demeç görüşme sürecine ciddi bir darbeydi.

Ermenistan başbakanı “Karabağ Ermenistan’dır” diyorsa, hangi görüşmelerden söz edebiliriz?! Aynı zamanda Ermeni yönetimi iki yıldan beri Azerbaycan’ın Ermenistan’la değil de, sözüm ona “Karabağ Cumhuriyeti” ile görüşmesi gerektiğini belirtiyor. Bu da görüşme sürecine ciddi bir darbe oldu.

Bir defa Azerbaycan cunta kuklası rejimiyle asla görüşmeyecektir.

İkinci olarak, görüşme şeklinin değiştirilmesi denemeleri, Ermenistan’ın ana hedefinin görüşmeleri durdurmak ve mevcut durumu korumak olduğunu bir daha göstermiştir.

OCCE Minsk Grubu eş başkanları devlet yöneticileri, mevcut durumun kabul edilemeyeceğini, dolayısıyla işgalin sona ermesi gerektiğini defalarca vurgulamışlardır.

Ermenistan’ın bize karşı kışkırtmaları bu kanıtlarla sınırlı kalmadı. Yakın geçmişte kadim Azerbaycan şehirlerinden biri olan Şuşa’da suçlu cunta rejimi başının “yemin töreni” gösterisi düzenlendi. Bu bir kışkırtma değil de nedir? Olay bizi incitmiştir. Onlar bizim bu küstahlığı görmezden geleceğimizi düşündüler. Onlar bizi bile bile kışkırtıyorlar ve acı meyvelerini tadacaklardır.

Yakın geçmişte, sözüm ona  “Karabağ Cumhuriyeti” parlamentosunun eski Azerbaycan şehri Şuşa’ya taşıma kararı aldılar. Yeni kışkırtmalarından biri bu oldu. Ermenistan başbakanı kısa bir süre önce, on binlerce kişiyi birleştirecek, “gönüllü” ordu birlikleri kurulacağını duyurdu.  Ne gerek var bunlara? Kiminle savaşacaklar? Bugün Azerbaycan’a karşı yapılan saldırının hazırlık aşamalarından biri işte bu oldu.  Birleşmiş Milletler Teşkilatı kürsüsünden de olmak üzere, Ermenistan’ın yeni bir savaşa hazırlandığını ve Ermenistan’ın durdurulması gerektiğini artık birkaç defa belirtmiş bulunuyorum. Ermenistan işgal altındaki topraklara yasa dışı yollardan nüfus yerleştiriyor. Kısa bir süre önce, kadim Azerbaycan kenti Şuşa da aralarında olmak üzere, Karabağ’ ya Lübnanlı Ermeni aileler yerleştirildi. Bu bir askeri suçtur. Cenevre Anlaşmalarına tamamen ters bir harekettir. Ermenistan bu cinayetten dolayı cezalandırılacaktır. BU, bize karşı işlenmiş yeni bir cinayettir. İşgal edilmiş topraklara yabancı nüfus yerleştirmek bir suçtur ve Ermenistan yıllardan beri bu suçu işliyor. Ermenistan’daki ağır ekonomik, politik ve sosyal durum yüzünden ülke nüfusunun azaldığı bir gerçektir. Ermenistan demografi krizi yaşıyor ve işgal altında bulundurduğu topraklara kendi insanlarını yerelleştirebilme imkânlarına sahip değildir. Bundan dolayı dış ülkelerde yaşayan Ermenilere bel bağlamışlardır. Bu siyaset bugün de devam etmektedir. Elimizdeki kesin verilere göre, Ermenistan işgal altında bulundurduğu topraklarımıza Ermeni nüfus yerleştirme siyasetine devam etmektedir. Bizim meskûn yerlerimizin, belediye ve köylerimizin isimlerinin değiştirilmesi siyaseti de devam ediyor. Azerbaycan’ın gerçek mirası silinmeye çalışılıyor. Tarihsel hatıramız yok ediliyor. Azerbaycan camileri yıkılıyor ve hasar görüyor. Camilerimizde Ermeniler inek ve domuz bakıyor. Bunlar tüm Müslüman dünyanın maneviyatında açılmış yaralardır. Atalarımızın kabirleri traktörlerle imha ediliyor. Bunları yapanlar faşist, Vandal ve vahşilerdir. Kısa bir süre önce işgal altındaki bölgelerde yapılan askeri tatbikatlar da Ermenistan provokasyonu sayılmalıdır. Bu tatbikatların tek amacı Azerbaycan’a saldırmak, sivil vatandaşlara ateş açmak ve yeni topraklar işgal etmektir! Sıraladığım delilerden her biri, günümüzde de bölgede tehlike kaynağı Ermenistan ve onun sinsi siyasetidir.

Azerbaycan hiçbir provokasyonda bulunmamıştır. Gerçek şudur! 
Biz Yukarı Karabağ’ın kadim Azerbaycan toprağı olduğunu defalarca belirtmiş bulunuyoruz. Ermenistan Başbakanın “Karabağ Ermenistan’dır” sözleri yalandır.  Dünya Karabağ’ın Azerbaycan’dan kopmaz bir parça olduğunu tanıyor. Tarihsel adalet bizden yanadır. Çünkü bu topraklar bizim vatanımızdır, atalarımızın toprağıdır. Devletler hukuku lehimizdedir. Uluslararası örgütlerin hepsi Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanımıştır. Azerbaycan devletinin toprak bütünlüğü tüm devletler tarafından tanınmıştır. Uluslararası örgütlerin karar ve bildirilerinde Yukarı Karabağ topraklarının Azerbaycan’a ait olduğuna vurgu yapılmıştır. BMT Güvenlik Konseyi’nin 4 kararında Ermeni birliklerinin işgal bölgelerinden hemen, tamamen ve kayıtsız koşulsuz çekilmesine çağrı vardır. 30 yıla yakın bir zamandır bu kararlar kâğıt üstünde kalmıştır. Minsk Grubu çerçevesindeki görüşmeler 30 yıldan beri devam ederken, devamlı olarak askeri kışkırtmada bulunan Ermenistan görüşme sürecini felce uğratmıştır. BMT hariç, tüm diğer uluslararası örgütler yasal konumlarımıza destek veriyor. BM’den sonra, ikinci büyük uluslararası örgüt olan ve hali hazırda dönem başkanlığını Azerbaycan yürüten Bağımsızlar Hareketi üyesi devletler,  bu uzlaşmazlık konusunda adil karar almıştır. İslam İşbirliği Örgütü olayla ilgili adaletli bir karar onaylamıştır. OCCE ve Avrupa Parlamentosu tutumumuza destek veriyor. Konumlarımız devletler hukukuna ve adalete dayanıyor. Topraklarımız için savaşıyoruz.

Bugün Azerbaycan ordusu topraklarımızın düşmanlarına yok edici darbe indiriyor. Bugün Azerbaycan ordusu öz topraklarının bütünlüğünü, Azerbaycan topraklarını, vatanımızı savunuyor.

Ermeni askerin bizim topraklarımızda ne işi var?!

Ermeni askerin bizim topraklarımızda ne işi var?!

“Yukarı Karabağ”ordusundaki askerlerden % 90’nın Ermenistan vatandaşı olduğunu bilmeyen yoktur. Ermenistan işgalci bir devlettir. Bu işgalci bir devlettir. Bu işgale son verilmelidir ve verilecektir.

Hakikat bizden yanadır. Davamız haklı halk davasıdır.
Zafer bizim olacaktır! Karabağ bizimdir. Karabağ Azerbaycan’dır!

Consular and Visa Section
Embassy of the Republic of Azerbaijan in the Republic of Bulgaria
6 Charles Darwin str., residential district Iztok, Municipality Izgrev, 1113 Sofia Tel. (+3592) 8170074