Türk Dünyası Yazarlar Buluşması: Ortak Miras ve Geleceğe Bir Bakış

BGSAM

Türk dünyası, sınırları aşan geniş bir coğrafyayı ve binlerce yıllık ortak bir kültürel mirası bünyesinde barındırıyor. Bu miras, sadece geçmişin hatıraları değil; bugünümüzü şekillendiren ve geleceğimize ışık tutan bir yol haritası. Türk Dünyası Yazarlar Buluşması da bu mirası hatırlamak ve yeniden canlandırmak adına önemli bir platform olarak karşımıza çıkıyor. Bende bu büyük buluşmaya, Bulgaristan’daki Türklerin tarihini, kimlik mücadelesini ve Turan ülküsüne dair eserlerimle katılma fırsatı buldum.

Türk Dünyasında birçok millet ve topluluk, tarih boyunca büyük zorluklarla karşı karşıya kaldı. Özellikle Bulgaristan Türkleri, tarih sahnesinde kimliklerini koruma mücadelesinde en büyük bedelleri ödeyen topluluklardan biri oldu. Asimilasyon politikalarına direnerek, dillerini, kültürlerini ve inançlarını koruma gayretinde olan bu insanlar, sadece Bulgaristan için değil, tüm Türk dünyası için büyük bir sembol haline geldi. Kitaplarımda işlediğim bu zorlu mücadele, Türk kimliğinin ne denli değerli ve korunması gereken bir miras olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.

Buluşmada tanıttığım “Türk Dünyasında Bir Bulgaristan Türkü” ve “Bulgaristan’da Kimlik Mücadelesi” adlı eserler, sadece bireysel bir mücadeleyi değil, kolektif bir hafızayı da ortaya koyuyor. Bulgaristan Türklerinin yaşadığı her zorluk, bugün Türk dünyasının diğer bölgelerinde yaşayan halklar için bir ders niteliğinde. Bu kitaplar, Bulgaristan Türklerinin verdiği mücadelenin aslında bir ulusun varoluş savaşı olduğunu detaylandırarak anlatıyor.

Bu mücadeleyi daha geniş bir tarihsel çerçevede ele almak için kaleme aldığım “Dünden Bugüne Bulgaristan” serisi, 354 yılından başlayarak 2020’ye kadar Bulgaristan’ın geçirdiği tarihi süreçleri ve bu süreçlerde Türklerin oynadığı önemli rolleri inceliyor. Bu seri, sadece bir tarih kitabı değil, aynı zamanda bugünün ve geleceğin Türk dünyasına ışık tutan bir rehber niteliğinde. Tarih, her zaman geleceğin aynasıdır. Geçmişte yaşanan olayları iyi anlamadan, geleceği sağlıklı bir şekilde inşa etmek mümkün değildir.

Türk Dünyası Yazarlar Buluşması, sadece edebi bir buluşma değil, aynı zamanda Türk dünyasının geleceğine yönelik vizyonların konuşulduğu, fikirlerin paylaşıldığı önemli bir platform. Bu tür etkinlikler, Türk dünyasındaki milletlerin birbirlerini daha iyi anlamalarını, ortak hedefler doğrultusunda birleşmelerini sağlıyor. Burada sunulan eserler, sadece geçmişin izlerini sürmekle kalmıyor, aynı zamanda ortak bir geleceği nasıl inşa edeceğimizin de ipuçlarını veriyor.

Bu noktada, “Turan Kızılelma Yoluna Adanmış Bir Ömür” adlı eserlerim, Türk dünyasının birliği yolunda attığım adımları ve katıldığım kurultayları anlatıyor. Türk dünyasının yeniden yükselişi ve bir araya gelişinin bir hayalden ibaret olmadığını, bu süreçte yapılan somut çalışmaların nasıl meyve verdiğini gözler önüne seriyor. Her kurultay, her temas, Türk milletinin birliğine atılmış bir adım olarak görülmeli. Türk dünyası, kültürel ve siyasi anlamda güçlenirken, bu birliğin temellerini sağlamlaştırmak adına daha çok çalışmamız gerektiği bir gerçek.

Buluşma sırasında aldığım geri dönüşler, Bulgaristan Türklerine ve genel olarak Türk dünyasının kimlik mücadelesine olan ilginin ne kadar güçlü olduğunu bir kez daha gösterdi. Türk Dünyası Yazarlar Buluşması gibi etkinlikler, bu ilginin canlı tutulması ve yeni nesillere aktarılması için büyük bir fırsat. Kitaplarım, sadece birer tarih anlatısı değil; Türk milletinin geleceğine yönelik vizyoner fikirler sunan birer köprü.

Türk dünyasının büyük bir geleceği var. Bu geleceği inşa etmek, bizlere düşen en önemli görevlerden biri. Tarihi bilmek, geçmişin izlerini takip etmek ve onlardan dersler çıkarmak, bu süreçte en önemli rehberlerimiz olacaktır. Türk Dünyası Yazarlar Buluşması da bu birikimi paylaşmak ve yeni nesillere aktarmak için önemli bir adım. Türk milletinin birliği ve gelecekte daha güçlü bir varlık göstermesi, bugün attığımız adımlarla mümkün olacak.

Bu tür etkinliklerde yer almak, sadece bir yazarlık görevi değil, aynı zamanda Türk dünyasına hizmet etme bilinciyle yapılan bir vazifedir. Türk dünyasının her köşesinde, her milletinde birleştirici bir güç olarak kültürümüz ve ortak tarihlerimiz var. Bu bilinçle hareket ederek, ortak geleceğimizi inşa edebiliriz.