Torpilli Sanmayın, Yaşanan Gerçek…
Berna KAYA
İzmir’in kadınları…
Özgürdür her şeyden önce.
Güzelliklerinin farkındadırlar ama bununla gösteriş yapmazlar; kendileri gibi yürür, kendileri gibi yaşarlar.
Güler yüzleri, sıcacık kahkahaları, hesapsız samimiyetleriyle insanın içini ısıtırlar.
Bir akşam sofranızda bir kadeh rakı eşliğinde, kırk yıllık dost gibi oturabilirler.
Bazen omzunuza dokunur, bazen gözlerinizden anlarlar sizi.
İçerler, gülerler, ağlarlar; sonra bir anda göbek atar, hayatı silkeler geçerler.
Yaptı mı hepsini de adam gibi yapar İzmir’in kadınları.
İzmir’in kadınları; ipek iç çamaşırı giyer, topuklularla yürür, ayaklarıysa hep yere sağlam basar.
Zarif ve şefkatlidirler; aynı zamanda çalışkandır, üretkendir, annedir, iş kadınıdır.
Kutsal ve baştan çıkarıcı olmayı, zarafetle harmanlamayı bilen kadınlardır.
Hem kalbe hem akla hitap ederler.
Ve şairin dediği gibi;
“Denizi kız, kızı deniz kokar bu şehrin.”
Ben sanırdım ki, her yerde kadın böyle durur hayatın yakasında; bir hercai menekşe gibi…
Ama öyle değilmiş meğer.
Bazı şehirlerin kadınları iz bırakır. İzmir’in kadınları gibi.
İzmir’in erkekleri de bir başkadır.
Deniz gibidir onlar:
Bazen dalgalı, bazen durgun, bazen anlaşılmaz.
Günün yorgunluğunu bir kadehte unutur; birayı hamallık sayar, rakıyı ise susarak içerler.
Güzel kadına çocukluktan alışkındırlar.
Annesi güzeldir çünkü; güçlüdür, şıktır, özeldir.
Bu yüzden bir kadın sadece güzelliğiyle etkilemez İzmir’in erkeğini.
Güzellik şaşırtmaz onları, alıştıkları bir manzaradır.
Rahat olmalı kadınla…
Önce dost olmalı, sonra sevgili.
Yanındayken kendisi gibi olabilmeli.
İzmir’in erkeği, dünyanın herhangi bir yerinde karşılaştığınız erkeklere benzemez.
Eğlenmesini de bilir, sevmeyi de…
Yeri gelir efeliği bir kenara bırakıp ağlamasını da.
Ama tam çözdüm dersiniz, uzaklaşır.
Yaklaştım dersiniz, değişir.
Anlaşılmaz olmak onların en kendine has hâlidir.
Ve belki de bu yüzden hem kadınları hem erkekleri vazgeçilmezdir bu şehrin.
Siz siz olun…
İzmir’in kadınını da, erkeğini de dikkatle yaşayın.
Çünkü biri yanınıza ruh gibi oturur,
Diğeri aklınızı usulca çeler.
