“Tarih Delilerin Eseridir”

Hakan ÖZDEŞ

Düşünelim…
Bir nehir var önümüzde. Akıl, köprü aramayı önerir. Plan yapar, ölçer, biçer, hesaplar. Haritalar çizer, bekler, fırsat kollar. Ama suyu geçmek hâlâ uzaktadır.
Öte yanda bir “deli” vardır; belki ayakkabılarını çıkarır, paçalarını sıvar ve girer suya. Çünkü o bilir: Geçmek için illa köprü gerekmez, cesaret yeterlidir.

İşte hayat da böyledir.
Akıl bekletir, sorgulatır, hesap ettirir.
Ama delilik… o hareket ettirir!

Bugün hayranlıkla okuduğumuz tarihler, bir zamanlar “deli” denilenlerin eseridir.
Fatih Sultan Mehmet, “deli”ydi çünkü bir çağı kapatıp bir çağı açtı.
Mustafa Kemal Atatürk, “deli”ydi çünkü yıkılmış bir imparatorluktan yepyeni bir cumhuriyet kurdu.
Tesla, “deli”ydi çünkü aklın ulaşamadığı enerjileri hayal etti.
Hepsi, “yapılamaz” denileni yaptı.

Akıllılar çoğunlukla tarih yazmazlar, tarihi yorumlarlar.
Tarihe yön verenler, korkularını değil umutlarını izleyenlerdir.

Çünkü delilik sadece çılgınlık değil, sınır tanımayan hayaldir.
Deli cesur olur.
Deli inatçıdır.
Deli kararlıdır.
Ve bazen bir milletin kaderini değiştirir.

Bu yüzden:
Tarih delilerin eseridir.
Akıllılar genellikle onu sadece okurlar.