“Sonra” Yok, Sadece “Şimdi” Var

Rafet ULUTÜRK

Gün daha yeni başladı…
Ama farkına varmadan akşam olmuş.
Hafta başlıyor derken Cuma gelmiş…
Ay başlamış derken bitmiş…
Ve bir bakıyoruz, yılın son günlerine gelmişiz.

Hayatımızın 40, 50, belki 60 yılı geride kalmış.
Bir gün dönüp baktığımızda; anne babamızı, dostlarımızı, çocukluğumuzu, nice güzel anı geride bıraktığımızı fark ediyoruz.
Ve o an anlıyoruz: Geri dönmek için artık çok geç.

Oysa biz hep “sonra” dedik.
Sonra ararım…
Sonra giderim…
Sonra söylerim…
Sonra hallederim…

Ama bilmeliyiz ki:
Sonra kahve soğur…
Sonra fırsatlar kaçar…
Sonra büyü bozulur…
Sonra sağlık tükenir…
Sonra çocuklar büyür…
Sonra anne baba bu dünyadan göçer…
Sonra sözler unutulur…
Ve “sonra” dediğimiz o gün geldiğinde, çoğu zaman artık hiçbir şey yapılamaz.

Zaman, elimizde tuttuğumuz kum taneleri gibi, parmaklarımızın arasından sessizce kayıyor.
Ne ses çıkarıyor, ne iz bırakıyor; ama bizi yavaşça alıp götürüyor.
Geriye sadece yaşanmamış anların pişmanlığı kalıyor.

O yüzden bugünü yaşamak bir lüks değil, bir zorunluluktur.
Geleceği planlamak iyidir, ama bugünü feda ederek geleceğe varılmaz.
Çünkü hayat, “şimdi” dediğimiz o kısa anların toplamıdır.

Artık şunu kabul etmeliyiz:
Hayatı ertelemek, hayatı yaşamamak demektir.

Gün bugün…
An şimdi…
Kalbinde söylemek istediğin ne varsa, erteleme.
Görmek istediğin kim varsa, bekletme.
Sevgi, umut, dua… ne vermek istiyorsan, şimdi ver.

Çünkü yarın geldiğinde, bugün çok uzak olabilir.

Unutma:
Yaşanacak en güzel gün, içinde bulunduğun gündür.
Ve onu kaybetmenin telafisi yoktur.

Hayırlı sabahlar.
Allah’a emanet olun.
Rabbim hepimize maddi ve manevi ferahlık versin.