“Şipka Geçidi’nde Asaletin ve Direnişin Adı: Süleyman Paşa”

Gülten RAYİMOĞLU

Bazı savaşlar vardır, yalnızca toprak değil, bir milletin onuru savunulur. İşte 1877-78 Osmanlı-Rus Harbi’nin en çetin safhalarından biri olan Şipka Geçidi Muharebeleri, yalnızca dağların zirvesinde değil, Türk milletinin hafızasında da iz bırakmıştır. O dağlarda, sisin ve karın ortasında, bir vatan evladı; cesaretiyle, kararlılığıyla ve direnişiyle anıldı: Süleyman Hüsnü Paşa.

Balkan Dağları’nın Kalbinde Bir Geçit: Şipka

Şipka Geçidi, Balkan Dağları’nın kalbinde bir kapıdır. Bulgaristan’ın kuzeyini güneyine bağlayan bu geçit, Osmanlı İmparatorluğu’nun kader yollarından biriydi. Ruslar ve Bulgar gönüllüleri, bu stratejik noktayı ele geçirmek istediklerinde karşılarında Süleyman Paşa ve onun çelikten iradesini buldular.

Savaş Değil, Bir Direnişti

Süleyman Paşa, yalnızca emir komuta zincirinde hareket eden bir asker değil, aynı zamanda halkını, ordusunu ve vatanını savunmak için her türlü zorluğu göze alan bir komutandı. Askerleriyle birlikte kar altında, yiyeceksiz, mühimmatsız, ama dimdik durarak Şipka Geçidi’ni savundu. Vatanın dağlarında, gökyüzü kadar berrak bir inançla direnildi.

Şipka’da Kan, Kar ve Kahramanlık

Aylarca süren çatışmalarda, Süleyman Paşa komutasındaki Osmanlı askerleri, defalarca Rus ordusunun saldırılarını püskürttü. Kar üstünde yatan bedenler, donarak ölen yiğitler ve dağları inletip vatan diye haykıran askerler, Şipka’yı yalnızca bir coğrafya değil, bir destan haline getirdi.

Süleyman Paşa’nın Mesajı: Teslim Olmak Yok!

Tarihin tozlu sayfalarında bazen gölgede kalan bu büyük komutan, sadece bir geçidi değil, bir milletin direniş ruhunu savundu. Şipka’da teslim olmak yoktu. Geri adım atmak, düşmana yüz vermek yoktu. Varsa yoksa vatan, varsa yoksa namus…

Bugün Bizi Ayakta Tutan Da Bu Ruh

Bugün Balkanlara, Şipka Geçidi’ne baktığınızda, yalnızca dağları değil, o dağlarda yaşanan onurlu direnişi görürsünüz. Süleyman Paşa’nın ve isimsiz kahramanların yazdığı bu destan, Türk’ün yalnızca kılıçla değil, imanla da savaştığının delilidir.

Son Söz

Tarih kitapları Süleyman Paşa’yı bir subay olarak anlatır, ama bizler onu bir iman neferi, bir vatan bekçisi ve Balkan dağlarında yankılanan hürriyetin sesi olarak tanırız. Şipka’da yitip gitmedi bu ses; bugün hâlâ Rodoplar’da, Balkanlar’da, Türk yüreğinde yankılanıyor.