Politika Geçici, Siyaset Bilimdir

Oya CANBAZOĞLU

Türk siyasetinin bugünlerdeki dinamikleri, tarihsel olarak önemli bir dönüm noktasına işaret ediyor. Ancak unutmamalıyız ki, siyaset ve politika arasındaki fark çok önemlidir. Politika, bir dönemin, bir toplumsal yapının veya bir partinin geçici çıkarlarını yansıtırken; siyaset, daha geniş bir perspektiften bakıldığında, insanlığın ortak yönetim ve toplumsal düzen arayışının bilimsel bir yolculuğudur.

Politika, çoğu zaman bireysel ve grupsal çıkarların ön planda olduğu, anlık kararların ve stratejik hamlelerin şekillendirdiği bir alandır. Bir iktidarın yükselişi ve düşüşü, partilerin seçim kazanmaları veya kaybetmeleri, toplumsal olaylar karşısındaki tepkiler, tüm bu unsurlar politika çerçevesinde işler. Politika, belirli bir zamanda geçerli olan ve halkın mevcut ihtiyaçlarına ve taleplerine yanıt veren, değişken bir fenomendir.

Ancak, siyasetin bir bilim olduğunu kabul edersek, bu bilimsel perspektiften baktığımızda, olaylar ve süreçler daha geniş bir çerçevede değerlendirilir. Siyaset, toplumların yönetilmesi, adaletin sağlanması, halkın refahı ve özgürlüğü için gereken ilke ve teorilerin sistematik bir şekilde incelenmesidir. Siyaset, felsefe, sosyoloji, ekonomi ve tarih gibi birçok disiplinden beslenen, kalıcı ve kapsamlı bir bilimsel çabadır.

Siyaset, toplumsal yapıları, bireylerin ve grupların davranışlarını analiz eder.
Bu bakımdan, siyaset sadece güncel olaylara dayanmakla kalmaz, aynı zamanda geçmişten çıkarılacak derslerle geleceğe yön verir. Siyaset, toplumsal düzeydeki değişimlerin ötesinde, insanlık için daha adil, daha özgür ve daha eşit bir yaşam biçimi oluşturmayı hedefler. İşte bu yüzden siyasetin, politikadan farklı olarak bir bilim olduğunu söylemek yerinde olur.

Bugün Türk siyasetinde yaşanan hızlı değişimler, mevcut siyasi partilerden bazılarının geçmişteki ideolojik temellerinden saparak yeni bir şekil almaları, yeni siyasi hareketlerin ortaya çıkması, hepsi politika ile ilgili olgulardır. Ancak bu değişimin sürdürülebilir olması için, yalnızca politik manevralarla değil, bilimin ışığında yapılacak analizlerle sağlanması gerekir.
Siyasal sistemdeki değişim, bir yönüyle daha katılımcı bir yapıyı da beraberinde getirebilir. Ama bu, ideolojik bir boşluk yaratmaktan çok, toplumun genel ihtiyaçlarına uygun, bilimsel temellere dayalı çözümler üretmeyi gerektirir.

Siyasetin bilimsel yönü, aynı zamanda doğru yönetim anlayışlarının ortaya çıkması için en önemli referans noktasıdır. Politika geçici olabilir, çünkü toplumların ihtiyaçları ve beklentileri zamanla değişir. Ancak siyaset, bir toplumun daha iyiye ulaşabilmesi için gerekli teorik alt yapıyı, sistematik düşünmeyi ve çözüm üretmeyi ortaya koyar. Sonuç olarak, doğru ve sürdürülebilir bir siyaset, bilimsel temellerle şekillendirilmelidir.

Günümüzde her şeyin hızla değiştiği, bilgiye erişimin arttığı bir dünyada, siyaset de en az politika kadar hızlı değişebilir. Ancak bu değişimi sağlıklı bir şekilde yönlendirebilmek için, bilimin ve mantığın ışığında hareket etmek, siyasetçilerin ve halkın sorumluluğundadır. Sonuçta, toplumlar sadece anlık politikalarla değil, doğru ve derinlemesine bir siyaset anlayışıyla daha adil, özgür ve refah içinde bir geleceğe ulaşabilirler.

Politika, kişisel ve toplumsal çıkarların oyunudur; geçici olabilir. Ancak siyaset, bir bilimdir ve toplumları geleceğe taşır.