Ortadoğu’da Yeni Cephe: Sıradaki Hedef Türkiye mi?
Yazan: Rafet ULUTÜRK
Son dönemde bazı medya organlarında, özellikle İsrailli gazeteci Eyal Berkovich ve bazı analizcilerce ortaya atılan çarpıcı bir iddia gündeme oturdu: İsrail, Hamas ve İran’dan sonra Türkiye’yi hedef alabilir mi?
Bu iddia ilk bakışta absürt gibi görünebilir; ancak bölgedeki gelişmeler ve İsrail’in agresif politikaları göz önünde bulundurulduğunda, en azından psikolojik bir hazırlığın yapıldığına işaret ediyor. Fakat unuttukları bir şey var: Karşılarında artık eski Türkiye yok.
Türkiye Kiminle Dans Ettiğini Biliyor
Türkiye, ne bir terör örgütüdür ne de ideolojik bir düşman. Türkiye bir medeniyetin taşıyıcısı, adaletin sesi, mazlumun umududur. Filistin’e verdiği kararlı destek, Netanyahu’nun şahin politikalarını rahatsız ediyor olabilir. Ama açık konuşalım: Bugün Türkiye’ye saldırmayı düşünen her kim varsa, kendi varlığını sorgulamaya başlamalıdır.
Savaş sadece silahla yapılmaz. Savaş, irade ister. Türkiye’nin bin yıllık tarihi bu iradenin adıdır. Bugün ne ABD ne de AB, Türkiye’nin kararlılığına karşı bir cephe oluşturabilir. Fransa’nın Akdeniz’de denediği agresif tutumun nasıl boşa çıktığını dünya gördü. İsrail, Türkiye’ye dokunmayı bırakın, uzaktan bile tehdit etmenin bedelini çok ağır öder.
İsrail’in Ateşle Oyunu
Netanyahu’nun izlediği siyaset artık diplomasi değil, çıplak bir yıkım stratejisidir. Gazze’de uygulanan insanlık dışı saldırılar, İran’a karşı sürekli tahrikler, şimdi de yeni düşmanlar üretme çabası… Bu, bir devlet aklından değil, bir siyasi ömrü uzatma çabasından başka bir şey değildir.
Ama şu da bir gerçek: İsrail, tüm askeri gücüne rağmen Hamas’ın lider kadrosunu bile yok edememiştir. Neden? Çünkü adaletsiz bir savaşın kazananı olmaz. Çünkü mazlumun duası, bombadan daha güçlüdür.
Türkiye’nin Gücü ve Cezası
Türkiye bugün NATO’nun en büyük ikinci ordusuna sahiptir. Yerli savunma sistemleri, insansız hava araçları, milli savaş uçağı KAAN, hava savunma sistemi SİPER… Bunlar sadece birer araç değil; Türkiye’nin kararlılığının, bağımsızlığının ve gözdağı vermeyen gücünün sembolüdür.
Pakistan’da ortaya konan askeri gölge bile Hindistan’ı geri adım attırmıştır. Eğer bir gün İsrail Türkiye’ye karşı saldırgan bir adım atarsa, bu sadece Tel Aviv’in değil, onu destekleyen tüm güçlerin sınandığı bir gün olur. Ve biz o gün neyin ne olduğunu dünyaya göstermekten çekinmeyiz.
Suriye’ye Saldırı Türkiye’ye Saldırıdır
İsrail’in Suriye’ye olası bir saldırısı, artık doğrudan Türkiye’nin kırmızı çizgisini ihlal anlamına gelir. Çünkü Suriye, Türkiye için sadece bir komşu değil, bir güvenlik duvarıdır. Şam’a atılan her bomba, Ankara’ya bir provokasyondur. Ve Türkiye, hiçbir provokasyonu karşılıksız bırakmaz.
Türkiye susarsa dünya susar. Ama bu millet susmayı savaş ilanı sayar.
Son Söz: Uyarıyoruz
İsrail, soykırımla, bomba yağdırarak kendini koruyamaz. Eğer hedefinde Türkiye varsa, bu artık bir devletin akılla değil nefretle yönetildiğinin ispatıdır. Ve nefretin sonu yıkımdır.
Bu yazıyı bir tehdit olarak değil, bir uyarı olarak okuyun. Türkiye, barışın tarafıdır. Ama barışı bozanın karşısında susacak bir millet de değildir.
“Haritaya bakmayın, tarihe bakın. Türkiye barış ister, ama gerekirse fırtına olur.”