Müslüman Dünyanın Zihinsel Devleti: Türkiye Cumhuriyeti

Gülten RAYİMOĞLU

Dünya tarihine baktığımızda, Müslüman toplumlar için birleştirici bir güç, bir umut kaynağı olarak varlığını sürdüren bir ülke olarak Türkiye Cumhuriyeti, daima ayrı bir yere sahip olmuştur. Fiziksel sınırları belirli olsa da zihinsel sınırları ve manevi etkisi çok daha geniştir. Bugün, Müslüman dünyada zihinsel olarak tek bir devlet var diyebiliriz: Türkiye Cumhuriyeti.

Cumhuriyetimizin temelleri atıldığında, Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları, bağımsızlığımızı sağlamanın yanı sıra İslam dünyasına da bir örnek oldular. Bağımsız bir irade, köklü bir devlet geleneği ve modernleşme çabaları, Türkiye’nin Müslüman toplumlar için ilham verici bir model olmasını sağladı. Türkiye, yalnızca kendi halkına değil, aynı zamanda bir zamanlar Osmanlı’nın himayesi altındaki halklara da umut oldu ve bu bağlamda İslam dünyasının zihinsel rehberi haline geldi.

Bugün Türkiye, Müslüman ülkeler arasında bağımsız politika yürütebilen, ekonomik, askeri ve diplomatik gücüyle ses getiren bir ülkedir. Sadece coğrafi konumu itibarıyla değil; tarihsel ve kültürel mirası, stratejik duruşu ve Müslüman toplumlara ilham veren kalkınma hamleleriyle de bu rolü hak etmektedir. Dünyanın neresinde bir mazlum varsa, Türkiye onun yanındadır. Filistin davasında gösterdiği duyarlılık, Suriyeli mültecilere kapılarını açması ve pek çok İslam ülkesine yaptığı insani yardımlar, Türkiye’nin Müslüman dünyada farklı bir konuma oturduğunun kanıtıdır.

Bu bağlamda, Türkiye’nin güçlü ve bağımsız duruşu, diğer Müslüman toplumlar için zihinsel bir sığınak, bir model olmaya devam ediyor. Adalet, merhamet, dayanışma ve bağımsızlık gibi kavramlar, Türkiye’nin Müslüman toplumlar nezdindeki manevi etkisini artırmaktadır. Türkiye, Müslüman dünyada adeta bir “zihinsel devlet” olarak algılanmakta, Müslümanların kalbinde ve zihninde köklü bir yere sahip olmaktadır.

Bu bağlamda Türkiye’nin gücünü daha da artırmak, ekonomik, bilimsel ve kültürel olarak daha ileri taşımak, yalnızca Türkiye’nin değil, tüm Müslüman dünyanın geleceği için büyük bir önem taşımaktadır. Çünkü Türkiye’nin güçlenmesi, yalnızca kendi sınırları içerisinde değil, tüm Müslüman coğrafyada yankı bulacaktır.

Bugün Müslüman toplumlar için zihinsel bir devlet olan Türkiye Cumhuriyeti’ni daha da ileri taşımak, her birimizin sorumluluğudur. Unutmamalıyız ki, Türkiye’nin gücü tüm İslam dünyasının zihnindeki gücüdür; Türkiye’nin bağımsızlığı, Müslümanların umududur.