Kırcaali’de Taşlar Düşmüş, Vicdanlar Sessiz: Mezarlığın Konuştuğu Yer
Rafet ULUTÜRK
Bayram günü…
Eller öpülür, dualar edilir, geçmiş anılır…
Ben de Kırcaali’ye geldim – annemin, babamın duasını alıp köy mezarlığına uğradım.
Dede Murat orada, yanında nice akraba, komşu. Sessizliğe gömülmüş ama hâlâ anlatan taşlar vardı başlarında…
Bir Fatiha okudum. Sonra dedim ki: “Haydi, Kircaali merkeze gidelim. Dostlarla görüşelim,
Kircaali Türbesine ve bir de Kırcaali’nin en eski mezarlığına uğrayalım…”
Uğradık. Ama orası mezarlık değil, vicdan mezbahası gibiydi.
Burası Sıradan Bir Mezarlık Değil
Burası sadece ölülerin yattığı bir yer değil.
Burası Kırcaali’nin tapusudur.
Türk varlığının ilk izlerini taşıyan bir kutsal alandır.
Ama haline bakınca, sanki bu şehri hiç Türkler kurmamış gibi…
Otlar diz boyu, dikenler taşlara dolanmış, bazı mezarlar çökmüş, yılanlar bile kendine yol bulmuş…
Sessizlik değil artık orada duyulan;
çürüme, terk ediliş ve utanmazlık kokusu.
Sorumlu Kim?
Belediye mi?
Evet, resmen onların sorumluluğunda.
Ama bu belediyeyi yöneten kim?
Türk!
Meclis üyeleri kim? Türk!
Milletvekilleri, dernekler, iş adamları…
Hepsi “bizden!”
Ama bu mezarlık kimin umurunda?
Hiçbirinin.
Sadece belediye başkanına mı yüklenelim?
Ya siz iş insanları?
Bu şehre milyonluk düğün salonları yaparken, neden iki işçi gönderip bu mezarlığı temizletmediniz?
Ya siz STK’lar?
Kınama mesajı yazarken yarışanlar, neden bu taşların önünde sessizsiniz?
Asıl Sorun Ne Biliyor musunuz?
Biz, Türklüğü sadece konuşuyoruz, ama yaşamıyoruz.
Biz, bayrakla övünmeyi biliriz ama mezar taşına saygı göstermeyi bilmeyiz.
Biz, seçim günü Türk oluruz ama mezarlık günü yok oluruz!
Biz Türkiye’ye gittiniz de milliyetçi ana burada Türk mezarlığı görmezsiniz
Bugün Kırcaali’nin en eski Türk mezarlığı, sadece taşların değil,
bizim yüzümüzün de düştüğü yerdir.
Şunu Bilin:
Bir milletin gerçek aynası mezarlığıdır.
Mezarlık bakımsızsa, toplum karaktersizleşmiştir.
Kırcaali’de bu ayna kırıktır.
Ve ne yazık ki, kırılan aynada yüzümüz artık görünmüyor.
Ecdadımız o taşların altında sessiz ama hesap tutar hâlde yatıyor.
O hesap günü geldiğinde, sadece yöneticiler değil,
hepimiz sorguya çekileceğiz.
Son Söz:
Kırcaali’nin saat kulesi her gün zamanı gösteriyor ama
vicdanın zamanı durmuş.
Mezarlıklar çürüyor, ruhumuz kokuşuyor.
Bu mezarlıkta sadece ölüler değil,
bizim utanmamız gömülü.
Kırcaali’de taşlar düşmüş olabilir.
Ama unutmayın:
Bir gün o taşlar, ihmal edenlerin üzerine düşer.