KÂİNAT, HAYAT, DOĞA VE TOPLUM YASALARI -2-

Rafet ULUTÜRK 

Bulgaristan’da Türkler 1989’da yok olma tehlikesi bizi bastığında aynı bilinç, aynı irade ve kararlılıkla ayaklandık ve büyük bir kısmımız vatanımızı terk ettik.

Aynı zamanda biz küresel dünya siyasetinin içindeyiz. Her aşamada bu siyaset yeniden ve yeniden belirleniyor.

Şimdi 21. Yüzyıl siyaseti biçimleniyor.

Bu siyasetin Birleşik Amerika’da bile bir kutuplu ve 2 kutuplu olmak isteyenleri birbirine düşürdüğünü, hatta Beyaz Sarayın işgal edildiğini gördük. Bu gün ABD’de BEYAZ-SARAY boş tel örgülerle sarılmış durumda. Başkan Biden kendisi bile içeri giremiyor bunu konuşan dünyada TV var mı yok. Peki neden? Bu gün ABD sokaklarında iki Başkan geziyor TV’lere konuşuyorlar. Amerika’da bir tarafta Biden ve diğer tarafta Trump bu ne  anlayan var mı?

Tek kutuplu dünya olmaz. Biz iki kutupluluğu 20. Asırda Doğu-Batı, kapitalizm sosyalizm olarak yaşadık.

İnsanlığın toplu ödevi zekâsını geliştirmek ve doğada uyumu korumaktır. Bu büyük ödevin içinde her kişinin ödevi ise toplum zekâsının, millet, halk ve devlet zekâsının gelişmesine katkıda bulunmaktır.

Bulgaristan’da Bulgarların ve ülkede yaşayan 9 azınlığın ana dili, hafıza birikimi ve zekâsı farklıdır.

Yaratan onların farklılıkların birliğinden güç (enerji) alınması için yaratsa da, Bulgar devleti farklılıkların biçim ve özünün korunmasını, geçmişini ve bugünkü yaşam biçimini kabul etmezken, onları ezerek asimile etmeye ve enerjilerini de yok etmeye çalışmıştır.

142 yıldan beri Bulgar millet ve devletinin ana ve temel sorunu budur ve çözümü yolunda ileri adım atılamamıştır. Halkın yarısının ülkeyi terk edip gurbetçiliği seçmesi de ruhsal bütünlüğü ve ortak hedefte buluşmayı kabul etmemesinden kaynaklanır.

Toplumlarda oluşan medeniyet türleri de çok ağır sınavlardan geçerek günümüze gelmiş ve yaşam kavgasına devam ediyorlar.

Geçmişte Tatarların, Moğolların, Osmanlıların savaşlarını hatırlamamız, 142 yılda Bulgaristan’da 7 defa büyük göçe zorlanışımızı anımsamamız kimliğimize dönmemize yeter de artar. 1923’te Türkiye Cumhuriyetinin kurulmasıyla, 2021’de Büyük Türkiye kutbunun biçimlenmesiyle Türk halkına Kuzey ve Batı, İslam Dünyası ve Hıristiyan dünyası arasında tarihte olduğu gibi yine denge olma tarihsel görevi en kutsal bir sorumlulukla yerine getirmektedir. Devletlerin Liderleri çok önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bu yüksek görevi başarıyla yöneten ve yönlendiren politik bir Dünya Lideridir.

Dünyayı kim değiştirebilir?

Bu günümüzün en önemli sorularından biri olduğu gibi, geçmişimizde de en önemli sorun olmuştur. Belleklerindeki tüm tarihsel süreçler 142 yılda yumaklanmış olan Bulgarların tarihte başardıkları olumlu işler ve süreçler yoktur.

Bulgaristan 20. Yüzyılda başladıkları bütün savaşları kaybetmişler, gerçekleştirilen ve ayakta kalan reformları olmadığı gibi, bir halk olarak sayıca yok olma trendine girince, ülkede yaşayan azınlık halkları asimile ederek çoğalma yoluna koyulmuşlardır.

Bu kişilerin sayıları 600 bin civarında olan Müslüman Pomaklar tarafından Türk isimleri ve İslam dini konusunda devlet ve siyaset olarak 12 darbe yemiş ve 12 defa geri püskürtülmüşlerdir.

1989’da Türklerden aldıkları darbe devlet ve rejim devirmiş ve değiştirmiştir.

Bulgarlar ne Moskova’dan ne de Nazi Almanlarından aldıkları akılla Türklerle başa çıkamamışlar ve sonunda çökmüşlerdir.

1948’de başlayan ve adına “Soğuk Savaş” denen 70 yıllık savaşta Bulgaristan Türkleri ve azınlıklar barıştan ve güvenlikten oldukları inancıyla Bulgar devletinin yanında yer almıştır.

1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılmasıyla “Soğuk Savaş” kesilmiş, hibrit savaş bugün de devam etmektedir. Bu yeni savaş son 50 yılda insan zekâsını tırnaklamış, kamçılamış ve hızla gelişmesini sağlamış teknolojik devrim olmuştur. Bulgar devleti bizi bu teknolojik atılımdan ötelemiş ve dışında tutmuştur. Bu nedenle Bulgaristan Türklerinde 4. Nesil teknolojik belleği yoktur. Bu, halk kültürümüzden ve Müslüman medeniyetimizden sonra, modern teknolojiden uzak bırakılmamış şeklinde hepimize indirilen 2. Büyük darbedir.

Bu noktada bizi aynı hedefte toplayan, geçen yıl Türkiye Cumhuriyeti’nin ve tüm Türklerin ortak Aya Gitme hedefini açıklayan Büyük Başkan Recep Tayyip Erdoğan oldu.

Erdoğan konuşmalarında ne diyor kısaca bir göz atalım;

  • Cumhurbaşkanı ne demişti; Yunanistan ziyaretinde – Lozanı ihlal ediyorsunuz gereken yapılır. 
  • “Atatürk’ün ilim ve akıl mirasını sürdüreceğiz”.
  • Siz bu çıktığımız koşunun finaline gitmeyeceğiz mi sandınız.
  • Hak ve hakkaniyetin, temel oldu bir küresel yönetimi nöbetini devralmaya hazırlanıyoruz
  • 21. yy. dönüşümünü başlattık dedi. İşte bunları iyi değerlendirmelisiniz
  • Avrupa hegemonyası bitmiştir. NATO ölmüştür.
  • Son toplantılarda kullandığı son dönemeç, son dönemece geldik.
  • İstiklal savaşımız bu son dönemecindeyiz
  • Atatürk un Ilim ve Akıl mirasını devam edeceğiz
  • Yeni bir güvenlik mimarisinin kurulması şart. NATO bitmiştir yeni bir güvenlik oluşturmak gerek diyor.
  • Gelecekte bambaşka bir Türkiye fotoğrafıyla karşılaşacağız

Allah sabredenlerle beraberdir…
Evet değerli okuyucular, bu cümleleri devlet söylüyor.

Biz yeni dünya için  son viraja gelmiş durumdayız, az sabır, az kaldı çok az…
Dünya yine Türkiye ile gerçek medeniyete kavuşacak bunun başka bir yolu yok. 

100 yıldır Medya dünyada insanların gözlerini karartıyor. Dünyada yeni Sistemi Türkiye geliştirecek. Kadim güç geride kaldı ve dünya gördü ki, Türkiye olmadan dünya huzura ulaşamayacak. Dünya’ya adalet, hak, hukuk olabilsin, Türkiye’nin var olma sebebi işte budur.

Türk Devletinin olma sebebi dünyada tüm mazlumları korumaktır. İnsanın insan olarak varlığını korumaktır. Bunu da koruyabilmek için, Birlik ve adaletin olması gerekir.  Dünya medeniyetinin aklının ve vicdanın her daim merkezi olan Mezopotamya Anadolu’dur. Dünyada iyiliğin başı Anadolu’dur.

Dünya iyiliği Türklerden öğrenmiştir, merhamet, vicdan ve aklın bu topraklarda filizlenir. Bunu dünya kuruluşundan beri net olarak görünmektedir, sadece doğru tarihi öğrenmeniz yeterlidir. Kadim güç Türkiye olarak olması gerekir ki, adalet olsun.
Dünya’da adaletin terazisinde Türkiye olacak, Yeniden insan olmaya doğru gidiyoruz. Dünya’da bunu başaracak tek Millet Türkiye’dir.

Bu güne kadar bizlere anlatılan tarih hep yalandı, okullarda okuduğumuz dünya haritası da yanlış öğretildi. Neden daha rahat yönetebilmeleri için. Peki bizler neler yaptık. Bizim Kanat önderleri dediğimiz kişilerin bilgi eksikliği olursa bu halk ne yapsın. Bizim halkın yararına herhangi bir çalışma yapan aydın tanıyor-musunuz etrafınızda…
Türk halkından gerçekler saklanıyor, neden, niçin? Çünkü Dünyada Türkler birlik ve beraberliği oluşturabilirlerse LİDERLİĞİ ALACAKLAR. Bunu onlar yönetenler çok iyi biliyorlar, bizim aydınlarımız….
Medya TV’ler dünyada insanların gözlerini karartıyor, özellikle son 10 yılda Türkiye’nin ne yaptığını hiçbir TV medya göstermiyor. Neden?

Devletlerde Liderlik çok önemli. İşte bugünlerde Liderliğin tam kendini gösterme dönemidir. Bakın Ukrayna’ya halkını ne hale düşürdü ve daha ne hale düşürecek…
Artık gerçeklere dönmeliyiz. Bu gün bizler Arap kültürünü İslam zannedenlerle, Batının medeni zannedenlerin arasında sıkışık kaldık. Medya hakikati vermiyor ve insanların kafaları yıkanıyor.

Ne yapsın insanlar hakikati göremiyorlar, göstermiyorlar.
Gözümüzün önünde Türkiye’de 15 Temmuz gerçeği yaşandı.
Kim yaptı NATO yaptı. NATO Türkiye’ye darbe yapmaya çalışırken Sn. Cumhurbaşkanımızı birileri öldürmeye giderken bu ülkede MİLLİ MUHAFAZEKAR MEDYA NEREDEYDİ. Bir düşünün bakalım. Neden Sayın Cumhurbaşkanımızı bir hanımefendi risk alarak haber programına girerek hiç kimseye haber vermeden habere başlayıp ve canlı olarak bağlamak zorunda kaldı.

Öyle olmadı mı? Hepimizin gözünün önde yaşandı bunlar. Bir düşünün o milli muhafazakâr medya Sayın Cumhurbaşkanımıza mı ulaşamadı yoksa Cumhurbaşkanı mı onlara ulaşamadı.

İşte bu gün de Rusya’da yaşananlar da benzerdir.
Medya NATO’cu yayın yapmaya devam ediyor. Bunu çok iyi anlamalıyız. Dünyayı medya ile yönetiyorlar ve yalanlarını medya ile kafalarımıza sokuyorlar. Korona, maske vsy. yaşadık. Dünyada tüm ormanlar yandı kül oldu. Bunları hep yaşadık. Bir düşünün.
Dünyada dolar yok olmadan dünyaya huzur yok. Bunu samimiyetle söylüyorum, herkes bunu çok iyi anlamalıdır. Bu dünyadan doları yok etmeden yeni sisteme yeni dijital paraya geçiş de pek mümkün değil.

Rusya Ukrayna savaşından önce neler oldu.
NATO Soros vakfın eliyle iki darbe yapmış bir ülkeyi düşünün o ülkenin halkının iradesine darbe yapmış o ülkenin iradesini dinlememiş, kale almamış. Kendine bir kukla bulmuş ve halkını ateşe atmış.
Medyalarda her yerde oldu gibi dünyanın her yerindeki NATO’cular kendilerini haklı diğerlerini de cahil görmeye devam ediyorlar.
Kendi seçtikleri kişiler geldiğinde darbeleri alkışlarlar.
100 yıldır dünyanın her tarafında bu böyledir.

Görünmezler emirlerle yönetirler. Her devlette saati günü geldiğinde hepsi bir araya bir yerde olabiliyorlar bunlar, çünkü bunları yöneten  onlar devlet yöneticileri sadece kukla görevi görüyorlar.
Bakın tüm TV’ler aynı yayınları yapıyorlar yukarda izah ettim aralarında hiç fark yok. Tek yaptıkları emirlerinin eksiksiz yerine getirmektir.

Bu güce karşı gelmek zor iş, bu 100 yıldır böyle devam ediyor.

Çok az insan cesaret edebiliyor, elinin tersinle itbilmek kolay değil. Doğruyu yapmak için cesaret göstermek gerekir. Doğruyu yapmak için kalıpları ezberleri yıkmak lazım ki doğruyu yapabilesin. Bunlar kolay işler değil. Dünyaya çok acı çektirdiler insanlığa, bunu yaşayanlar bilir. Köleler ve sürülerle başarıya varan olmamıştır olamaz…

Bugünkü kapışmada Bulgaristan üzerindeki gölgelerden biri Rusya gölgesidir, Bulgaristan azınlıkları bu gölgenin dışındadır ve NATO, Batı ve Türkiye gölgesindedir. NATO öne geçmeye başladı.

Dolayısıyla Bulgar milleti de organik olarak parçadanmış durumdadır. NATO uşaklarına dikkat…

Bu arada söylenmesi gereken şudur. ABD’nin Sosyalist ülkelere karşı saldırı planları ilk kez Ronald Reygan başkanlığında Merkezi İstihbarat Teşkilatı CİA Başkanı Rоберт Gates (Keys) tarafından hazırlanmıştır. Bu planda Bulgaristan’da Bulgarları bombalayalım, Türkleri hedef almayalım diye bir şey yoktur. Hepimiz ortak hedef olmuştuk. Fakat bu aynı milletten olduğumuz anlamına gelmez. Şu da var biz memleket içinde birlik kuramazsak, Avrupa Birliği içinde birlikte buluşmaya da katkıda bulunamayız. Bulgaristan’da Bulgaristan için çalışacak yöneticilerin eksikliği geleceği tehlikeye sokmaktadır.
Birlik ve beraberlik ölümden başka her şeyi çözer.

Fakat çok kültürlü devlette buluşmamız olasıdır.
Olaya yeniden sabit olmayan denge açısından baktığımızda, Türkiye Cumhuriyeti Kafkaslarda 1826 mevzilerine geri dönerek, TURAN dünyasını birleştirerek ve Yukarı Karabağ zaferiyle küçük ve büyük devletleri, uzak ve yakın ülkeleri düşünmeye sevk etmiştir.

Çok önceden Türkiye’nin dört bir tarafına çift yollar yapılmaya başlandı; Yol ne demek, yol bir insanın kılcal damarları neyse yol odur damardır. Kanın gitmediği her yer çürüdüğü gibi, yolun gitmediği her yer kopar devletten ayrılır. O sebeple kan damarlarına köylere yol götüreceksin. Medeniyetin başlangıcı yol ile başlar.

Ayrıca Büyük Türkiye adım adım,
TÜRK DÜNYASININ YÜCE DÜZENİNE doğru
emin adımlarla devam etmektedir;

Büyük ve Güçlü Türkiye; Adım adım, ilmek ilmek örüyor.

Evet, Türkiye dünya ticaret yollarını oluşturmaya başladı;
Afrika, Somali, Sevakin adası ve Katar’da kurulan askeri üstlerle Dünya Liginde Bizde Varız dedi. Dünyanın ekonomik, sosyal, kültürel ve turizm kavşakları, İstanbul havaalanı, başta olmak üzre, demiryolları, deniz yolları ve karayollarını yapmış olduğu son Çanakkale köprüsüyle birlikte güçlendirerek insanlığı Londra-Pekin arasında yeni TÜRKYOLU ile birleştirdi. Evet adım adım, ilmek ilmek örmeye devam ediyoruz bir bakalım;

1- 2009 yılında NATOAB ve RUSYA ya karşı yeniden PAYİTHAT olarak İSTANBUL özelinde Türkiye’nin de söz sahibi olduğu tarihte 16 Türk devletini temsilen İstanbul’a dikmiş oldukları dev bayraklarla perçinledi.

2- 2009 yılında dikilen bayrakların güçü ile VAN MİNUT tarihi çıkışı ile DAVOSA bir daha gelmem diyerek toplantıyı terk etmesi.

3- 2013 yılında MİSAK-I MİLLİ’den dolayı ve 1926 y. antlaşmadan dolayı hakkımız olan ecdat mirası olan MUSUL-KERKÜK ve petrollerinin tamamını %100 Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olduğunu belirterek anlaşma imzalanır..

4- 2013 tarihinde ilk kez Libya bayrağına AY YILDIZ konuldu.

5- 12 Kasım 2021’de TÜRK DEVLETLER TEŞKİLATI KURULARAK Yeni Dünya Düzenine karşı – TÜRK DÜNYASININ YÜCE DÜZENİ “ NİZAMI ÂLEM TURAN” OLDU.

6- 2021 yılı içinde faiz kararı açıklandı – PETRO-DOLAR sarmalığından çıkılacağına dair unut ışığı verildi.

7- İSLAM İŞBİRLİĞİ TEŞKİLATI Kadim şehir Payitahtta İstanbul’da toplandı.

8- Afrika’dan 48 devlet Başkanları Kadim şehir Payitahtta İstanbul’da toplandı.

9- TBMM’ne DİJİTAL PARA Kullanılması hakkında kanun teklifi verildi. (Dünyada dijitalı ilk resmi para yapan El Salvador Türkiye’ye geldi ve dedi ki; “Türkiye bir ateş yaktı bizde bunun yanındayız”) Malta ve İtalya da Türkiye ile birlikteyiz dedi.

Söz konusu icraatlar sayesinde 3.5 milyar insan gücünü yanına alan Türkiye Masum Milletlerin Sesi Oldu.

– 2023 vizyonu ile yapılacak olan Anayasa ve Yeni düzen çalışmalarında Milli Ülkümüz KIZILELMA, gasp edilen hakkımız MİSAK-ı MİLLİ SINIRLARIMIZI ve TÜRK-İSLAM BİRLİĞİNİN TURAN öncülüğünde kurularak tasada ve sevinçte birliğin sağlanması elzemdir.

Not: Öncelikle algılardan uzaklaşmalıyız.
Dünya mazlumları Türkiye’den vaz geçemeyecekler.
Davos’un yerini Antalya alacaktır. Birleşmiş Milletlerin içinde Türkiye yoksa HAK-ADALET YOKTUR. Bunu herkes öğrenmiş oldu.
Amerika’nın dolar sistemi yıkılmadıkça dünyaya huzur yok gelmeyecektir. Yeni sistemi Türkiye kurarsa dünya huzur bulacak.
Bunu tüm Dünya’da yaşayan mazlum devletleri gördüler ve o sebeple destekleri Türkiye’ye ve Türkiye’nin yanında yer alıyorlar ve bu katılımlar çoğalacaktır. Şunu unutmayınız; Türkiye dışında “Vicdan ve merhamet” kelimesinin sözlüklerinde dahi karşılığı yoktur.
Dünyada insanlığın güvencesi Türkiye, merhamet ve vicdan sadece Türk Milletinde mevcuttur, sadece Anadolu’da mevcuttur.
Kalın sağlıcakla,

Saygılarımla,

Bilgi paylaştıkça çoğalan bir hazinedir.

Bildiklerinizi kendinize saklamak (bencillik, egoistlik) yerine, paylaşmak öğretmek hem sizin bildiğiniz konu hakkında bildiklerinizi tekrar etmenize, hem de öğrettiğiniz kişinin sizin bulamadığınız, göremediğiniz şeyleri bulup size öğretmesine yol açabilir.

Bu yüzden bilgi paylaşıldıkça artar. Paylaşınız.