Hayatın Akışı: Zamanın Sessiz Öğretisi

Gülten RAYİMOĞLU

Hayat, göz açıp kapayıncaya kadar geçip gider derler; bu cümle, gençlikte bir klişe gibi gelir insana. Oysa yaş ilerledikçe, bu sözün ne denli doğru olduğunu fark ederiz. Zaman, bir nehir gibi hızla akar ve biz, o nehrin içinde yolculuk ederken aslında yaşlanmanın değil, hayatı öğrenmenin peşindeyizdir.

Gençliğin Kanatları
Yirmili yaşlar, hayallerin en güçlü olduğu zamanlardır. Enerjiniz tükenmez sanırsınız. Gece gündüz çalışır, hayallerinizin peşinden koşarsınız. Yorgunluk nedir bilmez, acılar sizi fazla etkilemez. Hayatın zirvesine ulaşacağınızı, her şeyi başaracağınızı düşünürsünüz. Oysa bu yıllar, en saf yıllardır. Zamanın değerini bilmediğimiz, yaşamı sonsuz bir yol gibi gördüğümüz dönemlerdir.
Ama zaman durmaz. Otuzlu yaşlara geldiğinizde, gençlikte hayal kurduğunuz zirvelerin aslında hayatın kendisi olmadığını fark etmeye başlarsınız.

Otuzlarda Zamanın Hızıyla Tanışmak
Otuzlar, hayatın hızla aktığını fark ettiğiniz yıllardır. İşte ve evde sorumluluklar artar. Belki bir aileniz olur, belki çocuklarınız. Onların ilk adımları, ilk kelimeleri, büyüyüşleri sizin için bir dönüm noktasıdır. Anne ve babanız hâlâ sizin yanınızdadır, ama gençlikteki enerjilerini kaybetmeye başladıklarını hissedersiniz. Bu yıllar, hem çocuklarınıza, hem ebeveynlerinize, hem de kendinize yetmeye çalıştığınız yoğun bir dönemdir.

Zaman, otuzlarda size ilk kez bir ayna tutar: Saçınızdaki beyazları ve yavaş yavaş değişen yüzünüzü fark edersiniz. O an, hayatın ne kadar hızlı geçtiğini idrak edersiniz.

Kırklarda Hayatın Yeni Sahnesi
Kırk yaşına geldiğinizde, çocuklarınız kendi hayallerinin peşine düşmeye başlar. Onların başarılarını izlemek, sizin için en büyük mutluluk olur. Ama bir yandan da kendi hayallerinizi yeniden sorgulamaya başlarsınız. “Ben ne yaptım? Hayatımın bundan sonraki kısmı nasıl olacak?” soruları zihninizi meşgul eder. Göreviniz artık onların kanatlarını güçlendirmektir, çünkü en büyük başarınız onların kendi yollarında ilerlemeleridir.
Ama kırklar, size sadece çocuklarınızın değil, sizin de hala bir yolculukta olduğunuzu hatırlatır. Hayat, kırklarda hem geçmişe, hem geleceğe baktığınız bir dönemeçtir.

Elliler ve Geçmişle Yüzleşme
Elli yaşına geldiğinizde, geçmiş artık zihninizde daha fazla yer tutmaya başlar. Gençlikteki hatalarınızı, eksik bıraktığınız hayalleri ve başarılarınızı yeniden gözden geçirirsiniz. Çocuklarınız büyümüş, belki de kendi ailelerini kurmuştur. Ama onların yüzlerindeki yorgunluğu gördüğünüzde, bir zamanlar sizin de onların yaşında olduğunuzu hatırlarsınız.
Hayatın size öğrettiği şey, hiçbir anın geri gelmeyeceğidir. Ama bu farkındalık, aynı zamanda sizi anı yaşamaya daha çok iter. Çünkü artık hayatın ne kadar değerli olduğunu bilirsiniz.

Altmışlar ve Sessiz Bilgelik
Altmışlar, hayatın biraz daha yavaşladığı ama anlamının daha derinleştiği yıllardır. Torunlarınız belki de hayatınıza yeni bir anlam katar. Ama bir yandan, sevdiklerinizin giderek azaldığını hissedersiniz. Bu dönemde hayat, size şunu öğretir: Sevgi, zamanın ötesinde bir güçtür. Gözünüz, torunlarınızın masum gülümsemesinde kendi gençliğinizi görür. Geçmişin yükü daha hafif gelir, çünkü artık bilgelik devrededir.

Seksenler ve Son Durak
Seksenli yaşlarda, gökyüzüne daha sık bakmaya başlarsınız. Çocuklarınızın bile saçları ağarmıştır. Hayattan büyük beklentileriniz kalmaz, çünkü artık her şeyin özüne inmişsinizdir. Bir tatlı söz, torunlarınızın şen kahkahaları ya da bir dostla edilen sessiz bir sohbet, size en büyük huzuru verir.

Hayatın asıl anlamını, bu yıllarda çözersiniz: Zaman, her şeyi alıp götürse de sevgi ve hatıralar hep kalır. Artık bir iz bırakmışsınızdır; çocuklarınızın ve torunlarınızın hayatında bir ışık olmuşsunuzdur.

Hayatı Sevgiyle Yaşamak
Zaman, geri dönüşü olmayan bir yolculuktur. Yirmi yaşta zirveye uçuran hayallerin yerini, ellide huzur arayışı alır. Seksenli yaşlarda ise yalnızca bir tatlı tebessüm ararsınız. Ama her yaşın kendine özgü güzellikleri vardır. Hayatı dolu dolu yaşamak, sevdiklerinizin hatırasında sevgiyle kalmak, bu yolculuğun en büyük anlamıdır.
Çünkü günün sonunda, gözlerinizin içine bakan bir çift sevgi dolu göz, yaşadığınız her şeyi anlamlı kılar. Ve bilirsiniz: Hayat, göz açıp kapayıncaya kadar geçse de, içinde bir sevgi izi bırakanlar için sonsuza kadar sürer.