Faşistlere Meclis Yolu kapansın!
Raziye ÇAKIR
Tarih: 31.03 2021
Bulgaristan’da 4 Nisan 2021’de yapılacak genel seçimler arifesinde çok önemli siyasi olaylar yaşandı.
Bunlar, 1- Bulgaristan’da 2017’den beri iktidar ortağı olan İç Makedon Devrim Örgütü – Bulgargaristan Milli Hareketi (VMRO-BHD) partisi Başkan Yardımcısı ve Avrupa parlamentosu (AP) VMRO milletvekili Angel Cambazki Brüksel’de “Kuzey Makedonya Cumhuriyeti (KMC) Bulgaristan toprağıdır” filmi gösterdi;
2- 11 yıldan beri iktidarda olan Avrupalı Bulgaristan Vatandaşları GERB 4. hükümetini kurabilmek için VMRO-BHD partisine oy kaydırıyor;
Üçüncü, Putin tarafından “Dostluk Madalyası” ile ödüllendirilen, “Vatanın Dirilişi” adlı Bulgar Rusofiller partisi başkanı Nikolay Malinov 30 Mart 2021 tarihinde Moskova’da “Birleşik Rusya” partisi başkanı Andrey Klimovla görüştü ve süresiz dayanışma ve iş birliği antlaşması imzaladı. Bulgaristan’ın NATO’dan çıkması için referandum hazırlıklarına geçildi.
*
Konuya giriş,
Bulgaristan Savunma Bakanlığı ve Genel Kurmayın Askeri İstihbarat Şubesinden 5 yüksek rütbeli subay Rusya Federasyonu lehinde istihbarat yaptıklarından dolayı suçüstü yakalndı ve tutuklandılar. Başbakan Boyko Borisov’un VMRO-BND Başkanı, başbakan yardımcısı ve Savunma Bakanı Krasimir Karakaçanov’u görevinden alması gerekirdi. Fakat bu adım atıl(a)madı. NATO üyesı Bulgaristan Savunma Bakanlığımızın için karınca yuvası gibi Rus casusu dolu.
29 Mart tarihinde Bulgaristan Dış İşleri Bakanlığı’na KMC Dış İşleri Bakanlığından protesto notası geldi. Aynı nota AB’ne de gönderildi. Gerekçesi, AP milletvekili An. Cambazki tarafından yayınlanan bir kısa filmdir. Bu filmde, 1878’de Osmanlı imparatorluğu ile Rusya İmperatorluğu arasında San Stefano / Yeşil Köy’de imzalanan geçici barış tutanağında sözde adı geçen “Büyük Bulgaristan” hayalinin propaganda edilmesidir. Filmde, KMC politik yönetiminin Makedonya topraklarının “geçici yöneticileri” olduğunu ifade edilerek, ülkenin AB üyeliğine alınmaması isteniyor ve “XX. yüzyıl tanınmadan XIX. Yüzyılda yaşanamaz!” görüşü ifade ediliyor.
Avrupa Konseyine (AK) sunulan belgede Bulgar milletvekili An. Cambazki KMC yönetimine hitaben aynen şöyle diyor: “Siz ne kadar çok yalan sözylerseniz, gerçekler o kadar tez parlayacaktır. Sofya’dan ne kadar histerik nefret ederseniz, Ohri o kadar daha fazla Bulgar oluyor ve hepinizin sonu çok kötü olacak. Makedonya toprakları Bulgaristan’ındır” sözleri altı defa tekrarlanıyor.
Üsküp “Nova TV” “Bulgaristan’ın Avrupa Birliğinde KMC’ne karşı kışkırtma ve saldırıları devam ediyor” dedi.
Olayın kökleri derindir ve iki ülke arasındaki ilişkileri kopma noktasına taşımıştır.
1878’deki San Stefano (Yeşil Köy) Sözleşmesine ne Bulgar ne de Makedon bu toplantıya katılmamışlardır. Protokol’de devlet adı olarak ne Bulgaristan ne de Makedonya hiçbirinin adı geçmemiştir.
1872’de Osmanlı Devleti Ohri’den Karadenize kadar uzanan toprakların Yunan Ortadoks Kilisesinden ayırarak ibadet ve kültür alanı olarak Doğu Ortadoks Kilisesine vermiştir. Bu olayın devlet kurmakla uzaktan yakından bağlantısı yoktur.
1878’de yapılan Berlin Konferansı ise, Sofya eyaletinde ve Vidin’den Varnaya kadar Tuna nehri ve Koca Balkan arasından uzanan vadide Bulgar Prensliği kurulmasını karara bağlamıştır. 1885’te Bulgar Prensliği Doğu Rumeliyi kendi kararrıyla ilhak etmiş ve topraklarını genişletmek için XX yüzyılda başlattığı bütün savaşlarda yenilmiştir. Kazandığı tek savaş Osmanlı’nın 1918’de Dobruca’da Rusya’ya karşı savaşına katılarak aynı yıl Breks Litovsk’ta imzalanan sözleşmede galipler saflarında yer almıştır.
1940’ta Güney Dobrucayı Bulgar Çarlığına katan Adolf Hitlerdir. Neully Anlaşmasına rağmen Güney Doğu Rodoplar’da 9 Türk belediyesini Bulgar Çarlığına katan Batı Avrupa Mason localarının III. Boris’e kıyağıdır. Birinci Dünya Savaşı sonunda Makedonya toprakları Yunanistan ve Sırbistan arasında paylaşılmıştır.
1941’de Alman Nazi işgal Ordularıyla birlikte Beşinci Bulgar Ordusu da Üsküp ve Ege kıyılarına girmiş ve bu saldırı tarihte kayıtsız koşulsuz bir işgal olarak kayda geçmiştir.
Kavala şehir merkezindeki levhada “1941-1944 yılları arasında şehrimiz Bulgar faşist işgali altında kalmış, büyük sayıda hemşerimiz tutuklanmış ve öldürülmüştür” diye yazıyor.
Drama Ayaklanmasında ise ,Bulgar ordusunun 5 bin Makedon’u kurşuna dizdiği bu gün ders kitaplarında okutuluyor.
Ege Bölgesi Bulgar Generali Hristo Gercikov tarafından idare edilmiş, Üsküp – Manastır yöresini idare eden Anton Kozarev de 5 binden fazla Makedonun canına kıymıştır.
Üsküp toplu mezarlarını ziyaret edenlere bugün de anlatılıyor. Makedonya halkı Bulgar işgaline karşı silahlı mücadele vermiştir.
Bu olaylar KMC’de ve Yunanistan’da son 3 kuşağın belleğinde yaşıyor.
Geçen hafta Üsküp’te Bulgaristan, KMC ve Yunanistan Eğitim Bakanlıkları uzmanları “ders kitaplarındaki değimler ve deliler” gibi konular üzerinde anlaşmak üzere toplansa da ileri adım atılamamıştır.
Örneğin “Biz Yahudileri kurtardık” iddialarını sürekli geveleyen Bulgar temsilciler, Polonya’daki “Treplinka” Nazi kampına yakılmak üzere tutuklayabildiği Yahudi ve Romanları göndermiş ve geri dönen hiç olmamıştır.
Bulgaristan’ın 2020 yılının Aralık ayında AB’ne gönderdiği “Memorandum” ve KMC’inin AB üyeliği durduran Makedon dili, Makedonya tarihi ve Makedonya vatandaşlarının kimliği gibi konulardaki “veto” iki ülke arasındakii iyi komşuluğun rafa kaldırılmasına neden olmuştur.
İlk kez olmak üzere, 1985 Bulgaristan Türklerinin isimlerinin değiştirilmesi sürecinin askeri saldırılarla başlamasından sonra anti Bulgar kampanya bu boyutta patladı. Üsküp politikasında resmi tutum oluştu. Savunma saldırıları dev boyutlar aldı. 150 bin KMC vatandaşına Bulgar kimliği verirken “Ben Bulgar soyluyum” bildirisi imzalatan Bulgar makamlarının yaklaşan seçimler öncesi KMC’de ancak 1 400 Bulgar yaşadığı gerçeğini açıklaması ilginçtir.
Sofya’nın son yıllarda izlediği Makedonya politikasında Makedon dilini, tarihini ve kimliğini tanımama, Bulgaristanda yaşayan Makedon azınlığın kolektif haklarını tanınmaması Makedonları Üsküp hükümeti etrafına topladı ve anti-Bulgar esaslı siyasi betonlaşma oluştu. Makedon derin devletinin tezleri son olaylardan sonra güç topluyor. Milletvekili Cambaski’nin Brüksel’de yaptığı saldırgan ve küstah çıkışlar aynı zamanda Moskova’nın Bulgaristan üzerindeki baskılarını yoğunlaştırıyor, Batı Balkanların AB yolunu kapatıyor. Makedonya’da Bulgaristan tarafından işgal edilme tehlikesi belirmiş bulunuyor. Bu konuda NATO yönetiminin resmi açıklaması bekleniyor.
Sorunlara olumlu çözüm bulamayan AB, son bildiri ve demeçlerinde Türkiye Cumhuriyeti’ni Avrupa Birliği’ne davet ediyor.
Son 30 yılda NATO ve AB üyesi olmayı başaran Bulgaristan aynı zamanda her yıl Rusya’ya değişik oligarşi kanallarından 2-3 milyar Avro akıtmak zorunda kalmıştır ki, bu gelişmeler gözden kaçmıyor.
Makedonya’ya gözü kapalı saldıran Bulgaristan “Ne yaparlarsa yapsınlar onları ezeceğiz. AB’yi asla göremeyecekler” mantığı ile hareket ediyor.
Günlük Makedon gazetelerinden okuyoruz: “Bulgarlar devletimizi yıkmak için kimliğimizden vazgeçmemizi istiyorlar. Tarihte Makedon olmasaymışız, bugün artık olmayan Yugoslavya sayesinde ancak devlet kurabildikse, o zaman Bulgarları kim durduracak, onlar gelip bizim topraklarımıza konacaklar.”
Bulgaristan KMC halkı için saldırı ve savaş bir korkusu olmuştur. Bulgar yorumcular “KMC ile ilişkilerimiz sıfır noktasındadır” derken, VMRO-BND milletvekili Angel Cambaşki’nin Avrupa Parlamentosundan geri çekilmesi, VMRO-BND partisinin siyaset ve meclis yolunun kesilmesi isteniyor.
*
Bu seçimde “ölü canlıların” 400 bin oyu konusunda kulislerde sert tartışmalar kamuoyuna çarpıyor. Seçmen tavlama da doruk yaptı. Bulgar vatandaşlığı satmaktan palazlanan VMRO haydutları fiyatı iyice yükseltmiş, dükkân ve fırınlara olan borçlar kapanmış ve 2 ay için somun ve börekler peşin ödenmiştir. Seçim toplumu birbirine düşürdü. Roman oyların fiyatı yükseldi. Olaylar devlet güçlerinin kontrolü altındadır. Bir yandan da seçime katılacak gözlemciler Bulgaristan’a girmeye başlamış bulunuyor.
Seçime 4 gün kala, Bulgar savcılığının resmi açıklamasında, seçim sürecinin bozulduğu, oy pazarı açıldığı konusunda 144 ihbar alındığı, oy pazarlığı yapan görevliler dolaştığı, tutuklanan oy tüccarlarından 425 bin Bulgar levasına el konduğu ve bilgisayarlar üzerinden yapılan 240 bin levaya da ekstra el konduğu açıklandı.
GERB politik liderliği seçimden sonrasını düşünürken, muhtemel meclis bileşiminde ortak bulamayacağını görünce yeniden VMRO-BND faşistlerine gizlice el uzattı. % 4 barajinı aşmalarına yardım etmek istiyor. 4. Hükümette muhtemel yeni bir ortaklık planlıyor. Bulgaristan’ın Avrupalı geleceği için bu planlar olağanüstü tehlikeli olmaya başladı. Memlekete anti GERB ve anti-Borisov dalgası yükseliyor. Oligarşi ve faşist partilerin meclis dışı bırakılması şuuru oluşuyor. Faşist partilerin seçimden sonra yasaklanması yasaklanması günümüzün en önemli siyasi konularının başında geliyor.
*
Nikolay Malinov’un “Vatanın Dirilişi” partisi Vladimir Putin’in “Birleşik Rusya” partisi ile uzun bir süre için kenetlendi. Bulgar tarihinde rastlanmış bir partiler arası kaynaşmaya tanık oluyoruz. Bu parti Rus dili kurslarıyla başladı, her yıl Rusya’ya burslu 300-500 öğrenci göndererek işe başladı ve milli bir politik güç olarak ortaya çıktı.
Bulgar halkı 2 defa Rusya istilasına ve bir asır süren sömürüye dayandı ama şimdi kendinde bir MİLLİ İHTARNAME çekmeye güç bulamıyoır. Cumhurbaşkanına, başbakana, başsavcıya ve Anayasa Mahkemesine “açın gözünüzü” diyemiyor. Bu parti ülkemizin NATO’dan çıkması için referandum düzenleyecek kadar başkaldırdı. Bu halkk oylamasının bu yılın kasım ayında yapılacak olan Cumhurbaşkanı seçimleriyle birlikte yapılması artık basına düştü.
Dış ülkelerden ülkemizdeki politik partilere parasal ve başka yardımlar gönderilmesi anayasa ve yasalarla yasaktır.
GERB partisinin CİA ve Alman eski Nazi vakıfları mali kaynaklarından gönderilen paralarla 11 yıldan beri partinin seçim masrafları ve kadro maaşları karşılaması, diğer partilerin de dış güçlere göbekten bağlanmasına yol açtı. Bu yıl kurulan “Cumhuriyetçi Bulgaristan” partisi ABD kaynaklarından aldığı 1 miilyon ABD dolarları ile seçim kampanyası yaptı.
“VMRO” haydutları bugün pasaport ve vatandaşlık satıyor yarın Vatanımızı satmayacaklarını kim bilebilir?
“Vatanın Dirilişi” Moskova para vanasını açtı.
Bağımsızlığımıza ne oldu? Politik partilerimizi devlet bütçesinden beslemiyor muyuz? Yoksa rüşvetçiler, yiyiciler, dalavereciler dolandırıcılara yeni sofralar mı açılıyor???
Seçimler vatanımızı parçalamaya ve köleleştiren siyasetlere yelken açıyor. Dışa bağlılık sevdası aldı yürüdü. Milli bağımsızlığımızı kaybetmişiz, KMC topraklarına el atmayı hayal ediyoruz. Bunlar hayra alamet değildir!
Tamamen uzaklaşıyoruz…
Bu seçimde faşistleri meclis dışı bırakalım, ötesini birlikte düşünmek zorundayız.
Devleti ayağı kaldıran da yok eden de OY olduğunun bilincine varmalısınız. Bir oy devletin geleceğini değiştirebilir, bu anlayışla herkes oyunu kullanırsa o çok güçlü gördüğünüz partiler yok olur gider. Güç sizde bunun yolu bilinçli oy kullanmaktan geçer. Kime kullanırsanız kullanın Bulgaristan için çalışacağına inandığınız kişilere oyunuzu verin. Allah yar ve yardımcınız olsun.