Etkileşimlerin Gücü: İyilik ve Kötülük
Raziye ÇAKIR
Hayatta her davranışımız, bir iz bırakır ve çevremizde dalga dalga yayılır. İyilik, bu dalgalardan en güzeli ve en anlamlısıdır. Birine yaptığınız küçük bir iyilik, bir gülümseme ya da sıcak bir söz, karşı tarafta bir ışık yakar ve o ışık, başkalarına ulaşarak çoğalır. İyilik, insandan insana yayılan görünmez bir bağdır; küçük başlar, büyüyerek güzelleşir.
Ancak unutmamak gerekir ki kötülük de aynı şekilde bir etki gücüne sahiptir. Negatif bir söz, bir öfke patlaması ya da haksız bir davranış, çevremizde bir karanlık halkası oluşturur ve bu karanlık, farkına varmadan daha geniş bir alana yayılabilir. Kötülük, kontrol edilmediğinde hızla büyüyen bir yangına benzer; yalnızca yapan kişiyi değil, etrafındaki herkesi etkiler.
Bu yüzden, sadece ne yaptığımız değil, nerede durduğumuz, kimlerle çevrili olduğumuz ve hangi etkilere açık olduğumuz da son derece önemlidir. İyiliğin yayıldığı bir ortamda bulunmak, bizi de o ışığın bir parçası yapar. Ama kötülüğün yaygın olduğu bir yerde durduğumuzda, o karanlık bizi de içine çekebilir. Kendi sınırlarımızı, seçimlerimizi ve etkilerimizi dikkatle yönetmek zorundayız.
Bugün, etkileşimlerimizin farkına varalım. Hangi dalgayı başlatıyoruz? Hangi enerjiyi besliyoruz? Çünkü bir iyilik hareketi, dünyanın bir köşesinde fark yaratabilir; bir kötülük ise bir zincir gibi büyüyerek insanlara zarar verebilir. Seçim bizim elimizde. İyiliğin bir parçası olmak, yalnızca bir erdem değil, bir sorumluluktur. Nerede duracağımıza, neyi yayacağımıza dikkat edelim—çünkü her şey bizden başlar.