Ermenistan Başbakanı Paşinyan Hendek Başında

Murat ULUTÜRK
Tarih: 31 Ekim 2020

Ermenistan Başbakanı Paşinyan (PERİŞAN) Hendek Başında

Yazan: Vladislav Şurigin – askeri yorumcu
Rusçadan çeviridir.

Askeri uzmanların, Dağlık Karabağ savaşının düşman taraflarının güçlerinin tükeneceği, çıkışı olmayan bir mevzii savaşı ve yeni barış görüşmelerinin başlangıcı olacağı tatminleri doğru çıkmadı.

Bir aydan beri süren çarpışmalardan sonra, “Yukarı Karabağ Cumhuriyeti” (DKC) ordusu yok edildi demezsem, çok büyük ölçüde tükendi diyorum. Bu arada Azerbaycan Ordusu askeri gücünü ve yüksek ruhunu korudu, ilerlemeye devam ediyor ve Karabağ dağının bağrına giriyor. Ermeni Dağlık Karabağ Ordusunun kayıpları oldukça büyük. Ermeni DKC askeri kaynakları hiçbir veri yayınlamasa da, Rus kaynaklar, 6 000 Ermeni askerin öldüğü veya yaralandığını, bu kaybın bütün askeri gücün % 30’u olduğunu bildirdi. Savaşlarda 110 Ermeni tankı yok edildi. Bunlar Ermeni ordusu tank mevcudunun % 40’ıdır. “Osa” (sarıca arı) isimli savunma ve saldırı sisteminin % 30’ ile içi silah, mühimmat ve yedek parça dolu 100 büyük depo da havaya uçuruldu.

Bu bir ay içinde Ermenistan’dan asker, dış ülkelerdeki Ermeni diasporasından toplanmış gönüllü ve paralı askerler ve savaş araçları gönderildi. Ermenistan ordusundan yeni birlikler gönderilse de Ermeni cephesinde kargaşa başladı ve kayıplardan kalan boşluk asla doldurulamıyor, savaşma azmi düştü, askerler cepheden kaçıyor.

Aynı zamanda Azerbaycan ordusu düşman savunma hatlarını aştı ve Karabağ derinliklerine giriyor. Ermeni askerlerin yakınlarının medyada yayınladığı haberlerden Ermenilerin silah, gıda, ilaç ve sıhhi malzeme sıkıntısı çektiğini öğreniyoruz.

Azerbaycan güçleri artık 200’den fazla köy ve kasabayı kurtardı. 31 Ekim sabahı 19 köyün daha kurtarıldığı ve Azerbaycan ordusunun Suşa şehrine 5 km yaklaştığı haberleri geldi. Ermeniler bölgeden mukavemet göstermeden kaçıyor. Ermeni işgalinde bulunan Azerbaycan bölgelerinden daha fazları artık Azerbaycan kontrolünde bulunuyor. 30 Ekim günü Ermeni Savunma Bakanı bir bölge merkezi olan Gubatlı şehrini de kaybettiklerini açıkladı. Bu da, Azerbaycan ordusunun artık bir Dağlık Karabağ ile Ermenistan’ı bağlayan başkent Stepanakert şehrini Ermenistan’ın Goris şehri ile bağlayan, stratejik ana yola ulaştığını kanıtlıyor. Burası çok önemli Laçin vadi anayoludur. Azerbaycan’ın bu yolu kesip ele geçirmesi Dağlık Karabağ’ın tamamen kuşatılmış, yardım alma yolları kesilmiş bir bölge olacağı yani beyaz bayrak dikmesi anlamına gelir.

Şu an Azerbaycan güçleri akını durdurmuştur. Top ateşlerine devam eden ve teknik araç yüklü düşman araçlarını dronlarla avlayan Azerbaycan ordusu Stepanaker’i Erevan’a bağlayan son savaşın göbeğini kesmek istemiyor.

Azerbaycan ordusunda zafer kutlanıyor. Her gün gelen kurtarılmış köy kent ve bölge haberleri halkın coşkusunu yükseltiyor. Halk “kurtuluş harbinden” söz ediyor. 1992 yılı yaraları kapanıyor. Topraklarından kovulanlar geri dönmeye hazırlanıyor. Artık eski başkent Şuşa şehri kulesinde ve Ermenilerin ilan ettiği başkent Stepanakert üzerinde Azerbaycan bayrağı dalgalanması bekleniyor.

Bu savaşta Azerbaycan ordusu 3 500 ölü ve yaralı verdi, 40 tank kaybetti, 50 top yitirdi, 10 SİA ve 30 İSİA kaybetti. Asker olarak Ermenistan ordusundan 3 defa, yedeklerle birlikte ise 5 defa daha büyük ve güçlü olan Azerbaycan ordusu, elde edilen zafer ortamında bu kayıpları dikkate almayacak kadar toparlanmış, halkın ruhu da coşkusunu koruyor. Azerbaycan Ordusu saldırılarını topçu ateşi korurken, düşmana destek getirilmesini imkânsız kılan dronlar ise sürekli havada yolları gözetliyor.

Uzmanlardan bazıları Azerbaycan ordusunun Dağlık Karabağ son saldırıya hazırlıklar görüldüğüne işaret ederken, diğerleri politik ve diplomatik çözüm beklendiğinden söz ediyorlar. Rusya, İran ve Türkiye arasında, Dağlık Karabağ topraklarının Azerbaycan’a verilmesi konusunda önceden varılmış bir anlaşma olduğuna da vurgu yaparken, Dağlık Karabağ’da kesin askeri çözümden öce, bu sorunun bir daha görüşme masasına yatırılması ve diplomatik yoldan çözüme bağlanmasına olumlu bakıyorlar.

Bu yollardan hangisinin seçileceğini önümüzdeki günler gösterecektir.

Bu gidiş, savaşmaktan vaz geçmeyi mi, kesin yenilmeyi ve Dağlık Karabağ’ı ebediyen kaybetmeyi mi seçeceğini kendisi gösterecektir.

Azerbaycan ordusu havada ve karada üstündür. “Strela-10”, “Buk”, “Karasuga -4” ve “Strela” tipi Rus silahlarını saf dışı etmiş, 30 Ekim gecesi Berde şehrine şrapnel bombası atan “Smerç” tesis de bombalanmıştır. Bu durumda Ermenistan çekilmezse artık kuşatılmış olan “Dağlık Karadağ” kışı ölü bölge olarak geçirmeye mahkûm edilebilir.

Ermenistan’ın önünde yalnız 3 seçenek kaldı.

  • Azerbaycan’a karşı topyekûn savaşa geçmek.
  • “Karabağ” bölgesini askeri boşaltmak ve sivil Ermeni nifusu da belgeden çekmek.
  • Dağlık Karadağ’da Azerbaycan’a karşı partizan (gerilla) savaşına geçmek.

Azerbaycan Ermenistan Savaşına Türkiye de katılacak ve 60 kilometrelik Dağlık Karadağ ile Ermenistan arasındaki vadi de Azerbaycan’a katılacaktır.

Bölgedeki gelişmeler, Ermenistan’da askeri üssü olan Rusya Federasyonu’nun da hareketlenmesine neden olacaktır. Rusya şu kararı alabilir: Askeri üssünü Ermenistan’dan söküp geri çekmek. Rusya’nın savaşa katılma koşulları elverişsizdir. Ermenistan’daki Rus askerleri Türkiye ile savaşabilecek durumda değildir. Rusya Ermenistan’a yardım göndermek için Gürcistan semasını kullanmak istese de, Gürcistan bu savaşta Azerbaycan’ın yanındadır. Bu kapı tamamen kapalıdır.

İran’ın bu bölgesindeki nüfusun % 16’sının Azeri olması da Rusların sevkiyat durumunu olanaksız kılıyor.

Ermenistan’ın askeri ve ardından nüfusunu da Dağlık Karabağ’dan aşamalı bir biçimde çekmesi de, bugünkü Ermenistan’ın devlet ideolojine ve devlet kurma ruhunda birleştirici bir unsur olduğundan güçlükler yaratacaktır. Bu gelişme Ermenistan Başbakanı Paşinyan’ın Dağlık Karabağ’ı Azerbaycan’a devretmesi anlamına gelir. Azerbaycan ordusunun Dağlık Karabağ’ı kuşattığı ve almaya her gün yaklaştığı şu günlerde, Paşinyan’ın saldırgan, küfürlü, lanetleyici demeçlerine rağmen, yeni ordu toplaması, savunma hakkı çizmesi, saldırıya geçmesi olanaksızdır. O, bu işlerin bağırıp çağırmakla, şiar yükseltmek veya yumruk sallamakla olamayacağını, bu hareketlerle savaşın yönünü değiştiremeyeceğini iyi biliyor olmalı.

Diğer iki seçenek ise şudur: Yenildiğini kabul edip, istifasını sunmasıdır. Makamını, yeni hükümete devredip çekilmesidir.

Son şans da, savaşı durdurmak ve Bakü koşullarıyla barış masasına oturmaktır. Bu seçeneğin koşulları yenilgi şartlarından daha ağır olacaktır.

Bu saldırıların başında Paşinyan, Azerbaycan’a ve Türkiye’ye karşı otorite sahibi dış oyuncular ve bazı mekanizmalarla baskı yapabileceğini düşünmüştü. Fransa’yı öne sürme planı tosladı. Em. Macron Türkiye ile temas bile kuramadı. Bakü de Fransa’yı arabulucu olarak kesinlikle kabul etmiyor. Ardından arabuluculuk rolüne Rusya soyundu. Rusya’nın saygınlığı Azerbaycan ve Türkiye’yi Rusya tarafında barış masasına oturmayı kabul etmede toplamıştı. Bu Ermeni imkânlarının henüz tükenmemiş olduğu ilk dönemde mümkün iken, hemen ardından Azerbaycan’ın savunma hatlarını yıkmasıyla durum birden bire değişti. Azerbaycan ordusunun ilerleme ve yayılmaya başlamasıyla barış anlaşması imzalanmasına gerek kalmadı.

Püskürtülmeye başlayınca Paşinyan, Ermenistan Dış İşleri Bakanı Zahrop Mnatsakayan’ı Amerika’ya Başkan Donald Trum’a gönderdi. En büyük dünya gücünden yardım istedi. Bakan, ABD Dış İşleri Bakanı Mayk Pompeo tarafından kabul edildi. Pompeo telefonda Azerbaycan Dış İşleri Bakanı Ceyhun Bayramov ile görüştü ve “ABD’nin aracılıyla uzun yıllar sürecek bir barış antlaşması imzalandı” dedi ve böylece ABD’de yaşayan Ermenilerin birkaç bir oyunu Donald Trump için kazandı. Bu “barışın” ömrü birkaç sürdü. Savaş devam ediyor. ABD 2 Kasımda yapılacak seçimlerin son haftasına girince Ermenileri ve Dağlık Karabağ’ı unuttu.

Artık Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlhan Aliev  ile Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a etkide bulunabilecek dış güç yok.

Azerbaycan ordusu ilerlemeye devam ederken, Paşinyan Ermeni tarihinde Dağlık Karabağ ve Ermenistan’ın ve şahsi geleceğine ilişkin en önemli olası kararları almak zorundadır. Başka bir “iyi” çözüm kalmamıştır…

Son.