Dünya Dengeleri Değişiyor: Yeni Harita, Yeni İttifaklar, Yeni Bir Umut
Rafet ULUTÜRK
Yıllardır alıştığımız dünya artık yerinde değil. Sınırlar değişmiyor belki ama anlamları değişiyor. Güç merkezleri yer değiştiriyor. Kurumlar yıkılıyor, ittifaklar parçalanıyor, yeni düzen henüz kurulmadan eski düzen çökmeye başlıyor.
Dünya artık eski dünya değil.
Batı’nın Son Perdesi
Bir zamanlar “medeniyetin beşiği” olarak görülen Batı, bugün kendi krizleriyle baş başa.
Amerika Birleşik Devletleri artık ne ekonomi ne de güvenlik alanında mutlak bir lider değil. Avrupa Birliği ise dağınık, yaşlı ve karar almaktan aciz bir yapıya dönüşmüş durumda.
Sözde insan hakları ve demokrasi naraları, Gazze’de susarken, Ukrayna’da silaha dönüşüyor. Çifte standartlar, Batı’nın ahlaki meşruiyetini yerle bir etti.
Batı merkezli dünya düzeni çöküyor.
Yeni Yükselenler
Çin, Rusya, Hindistan, Türkiye ve diğer bölgesel aktörler, bu boşluğu doldurmak için adım adım ilerliyor.
-
Çin, ekonomik olarak değil, kültürel ve stratejik olarak da bir merkez haline geliyor.
-
Rusya, yaptırımlarla sindirilemeyecek kadar dirençli olduğunu gösterdi.
-
Afrika uyanıyor.
-
İslam dünyasında dipten gelen bir bilinç yükseliyor.
Ve bu denklemde en dikkat çeken ülke: Türkiye.
Türkiye: Oyunu Bozan Değil, Oyunu Kuran Güç
Türkiye artık sadece kendi coğrafyasının değil, üç kıtanın kesişim noktasında yeni bir aktör olarak sahnede.
Sadece ordusuyla değil, diplomatik zekâsıyla, insani duruşuyla, savunma sanayisiyle, kültürel misyonuyla…
Ve şimdi yeni bir sayfa daha açılıyor: Doğu Akdeniz’de denizden gelen bir gelecek.
Türkiye-Mısır MEB Hamlesi: Sessiz Bir Devrim
Yıllarca gerilim yaşadığımız Mısır ile ilişkilerin normalleşmesi sadece diplomatik bir başarı değil; jeopolitik bir akıl ürünüdür.
Olası bir Türkiye-Mısır Münhasır Ekonomik Bölge (MEB) Anlaşması, Doğu Akdeniz’in dışlayıcı haritalarını yırtıp atacak güce sahiptir.
Bu anlaşma yalnızca deniz sınırlarını belirlemez; aynı zamanda doğalgazdan ulaşıma, ticaretten güvenliğe kadar onlarca başlıkta yeni bir iş birliği çağını başlatır.
Libya’nın da bu yapıya dahil edilmesi, Doğu Akdeniz’de üçlü Türk-İslam ittifakını ortaya çıkarır. Bu, yalnızca ekonomik değil; tarihî, kültürel ve siyasi bir kuşatmanın da cevabıdır.
Yeni Savaşlar: Haritalarda Değil, Göklerde ve Siber Alanda
Bugünün savaşları artık toprak kazanma savaşı değil; bilgiye, enerjiye, algoritmaya, zihinlere hükmetme savaşıdır.
-
Siber cephelerde ülkeler çökertiliyor.
-
Yapay zekâ ile toplumlar yönlendiriliyor.
-
Su, enerji, gıda krizleri; yeni savaş gerekçeleri oluyor.
Ve bu savaşta güçlü olan; sadece tankı olan değil, aklı olan, stratejisi olan, hafızası olan ve vicdanı olan ülkedir.
Türkiye Bu Yeni Düzenin Neresinde?
Tam merkezinde.
-
TİKA ile Afrika’da,
-
SİHA’larla Kafkasya’da,
-
Türk Devletleri Teşkilatı’yla Orta Asya’da,
-
Mavi Vatan ile Akdeniz’de,
-
Gazze’de vicdanıyla, Ukrayna’da dengesiyle…
Türkiye, sadece jeopolitik bir güç değil; medeniyetin taşıyıcısı, adaletin sesi ve insanlığın yeni umudu olma yolunda.
Yeni Dünya, Eski Hataları Taşıyamaz
Artık dünya eski dünya değil. Batı’nın yazdığı sahte kitaplar, zayıfların alnına vurulmuş soğuk mühürler gibi siliniyor.
Bu yüzyıl, tarihin yeniden yazıldığı, adaletin yeniden tanımlandığı, dostluğun yeniden kurulduğu bir yüzyıl olacak.
Ve bu yeni yüzyılı kuracak olanlar, sömürgeciler değil; medeniyet taşıyıcıları olacak.
Türkiye bu misyonla yürüyor.
Dünya değişiyor.
Ve bu kez değişimin tam merkezinde biz varız.

