Çok Partili Sistemde Politika
Rafet ULUTÜRK
Tarih: 3 Eylül 2021
Bu yıl üçüncü yeni seçimlere giderken.
Çok partili sistemde yapılan politikanın adı KOALİSYONLAR ’dır. Daha doğrusu diyalog ve koalisyon olmalıdır.
Partilerin sayısına sınır olmadığı gibi, muhtemel koalisyon ve otaklıkların sayısına da yasal engel yoktur. Bunlar, seçimlerden önce ve sonra, meclis dışında ve mecliste oluşturabilirler. Hedeflerinde her zaman parlamentoya girmek, hükümet kurmak, halkın huzuru ve refahı olmalıdır.
Bulgaristan’da 1990’dan sonra 411 politik parti ve ortaklık tescil edildi. Bunların 32’si son seçimlere katıldı. Bunlardan altı siyasi parti % 4 seçim barajını atlayıp meclise girmiş oldu.
Fakat 2 Eylül günü hükümet kurmak için yapılan 6. deneme de başarısız sonuçlanınca 2. erkek Seçim kararı alındı. Tarihini Cumhurbaşkanı Radev birkaç güne kadar belirtecek.
Seçimin muhtemelen 14 Kasım da yapılacağı haberi bekleniyor. Cumhurbaşkanlığı seçiminin birinci tutu 14 Kasımda ikinci turu da 21 Kasım da yapılacak. Bu 2 tarihin birinde 2. erken parlamento seçiminin de yapılabileceği yorumlanmaya devam ediyor.
Bunalımın adım adım derinleşmesi.
Bulgaristan’da ekonomik, mali ve politik bunalım olduğunu defalarca yazdık. Parlamento içinde kırmızıçizgiler olduğunu ve diyalog kurularak koalisyon oluşturulmasının olanaksız olduğunu, toplumun politik lideri olmadığını vs vs defalarca yazdık. Bugün Bulgar kamuoyunu sarsan yeni bir yıldırım çaktı. Halk Meclisi Başkanı Bayan İva Miteva “öldürüleceği” haberini aldı. Çocuklu, kalabalık ailesi olan bayan, şok geçirdi. Sinirlerine hâkim olamadı. Ölümcül saldırı tehdidinin meclisin Milli Güvenlik Amirliği Yasasında bazı değişikleri görüşürken gelmesi ilginçtir. Kanun değişikliği ile eski başbakan Boyko Borisov’un devlet korumalarının kaldırılması da öngörülmüştü. Bunalım birden bire daha da ciddi ve sert biçim aldı.
Bulgaristan’da Devlet kurumlarının çalışamadığı bir daha kanıtlandı. 45. ve 46. Halk Meclisi partileri birbirlerine küs ve ortak çalışamayan devlet kurumlarının arasını daha da açtı. GERB ve DPS meclisten çıktı. Protestoları gerçekleştiren vatandaşların enerjisi olumsuz işler için kullanılıyor. 12 Mayısta Borisov hükümeti düştükten sonra milletvekilleri arasındaki parçalanmayı şu fıkra anlatır oldu:
- Rüzgârlara dayanarak yükselen ağaçlar ve
- Köklerine tavşanların ciş yaptığı çalılıklar arasında birlik olmaz!
12 Marttan beri ülkeyi sanki yeni bir stil ve modelle yönetmeye çalışan Seçim Hükümeti de Avrupa Birliğinden gelecek ilk paralarla ucunda 46 reform ve 54 değişim olan sürecin plan-program dosyalarını Brüksel’e götürüp paraları söküp alamadı.
Tüm güçlüklere karşın, hükümet kurulabilseydi, Bulgaristan başbakan koltuğuna oturan beyefendi ya da hanımefendi, milletvekillerine, meclis gruplarına ve politik elite dönerek, güzel atasözlerimizden olan “ÇOK UĞRAŞTIM SİZİN İÇİN ZOR YAPTIM KENDİM İÇİN!” diyebilirdi. Ne var ki olmadı.
Burada kafası çalışanların hepsini düşündüren bir gerçek var. Nasıl olur da 6 denemede hükümet kurulamaz. Bu insanlar birbirine kanlı bıçaklı mıdır?
Zaman eski zaman olsa – Bulgar nazara geldi derdik.
Ne var ki, bu işlerin hep akıl hocaları, mali kaynakları vs vs var.
Kavram olarak, “razı olma mühendisliği” (şimdiki değimle uzlaşma) ilk defa halkla ilişkiler bilim dalının babası sayılan, Avusturya kökenli, propaganda teorisi klasiklerinden, ABD sosyoloğu Eduard Berkay’in 1947 yılında basılan bir makalesinde geçmiştir. Daha sonraki yıllarda o “Propaganda” ve “Kamuoyu Oluşturmak” başlıklı iki eser yazdı. 2019 yılında birincisi Sofya’da Bulgarca basıldı ve büyük ilgi gördü.
O, 1947’de çıkan yazısında şöyle demiştir:
“Her insanın ve her bir örgütün durumu kamuoyunun onu kabul edip etmediğine bağlıdır. Dolayısıyla insanların ve örgütlerin temel ödevi, kendi hedef ve programlarına göre, kamuoyunda toplumsal razı olmayı (uyum) yapılandırmaktır.
Burada vurgulanan toplumsal uyumu yapılandırmaktır.
Biz devlet otorizmini veya genel zorunlu düzenlemeleri reddediyoruz, aynı zamanda sözlü veya yazılı uzlaşmadan yanayız. Razı etme mühendisliği demokratik sürecin özünü oluşturur. Bu, ikna etme ya da telkin etme özgürlüğüdür. ”
Dünyanın pek çok parlamenter demokrasi ülkesinde Berneys’in bu fikri ve “Propaganda” eserinde geliştirdiği uyum sağlama mühendisliği fikirleri başarıyla uygulanmıştır. Ne yazık ki, 2 seçim ve 6 hükümet kurma denemesi yapan Bulgaristan eliti başarısız kalmış ve krizlerin en derinini yaşıyor.
Ne oldu?
Bulgaristan’da eşekler neden ters nallanıyor ve yol alınamıyor. Bu sorular çok, yanıtları ve yorumları da zordur. Fakat 2021 yılında, Bulgaristan’da göze çarpan “saldırgan ikiyüzlülüktür.” Bulgar toplumu öteden beri riyakâr ve saldırgandı. Birçok başbakanın katledilmesinden, halkın soyulması ve aldatılması örnekleri sonsuzdur.
1942’de Alman askerlerinin maaşlarını bizim ödememiz, 1945’te Sovyet işgal güçlerine darphanemizi hediye etmemiz, 1985-1989 yılları arasında Türklere uygulanan “öze dönüş” biçimindeki soykırım zulmünü ABD’ye bir defasında 4.5, ardından 3.5 milyar Amerikan Doları ve 24 ton altın olarak ödeyip yüz akıyla dünya karşısına çıkmaya çalışmamız unutulmamıştır. Bulgaristan uluslararası mahkemelerde soykırımdan yargılanmadıysa, Amerika’ya bu paraları ödediği için yargılanmamıştır. Ama bunlar 40 yıl gizli kalmış sırlar olarak halktan da saklanmıştır.
Bugün de memleketimiz ödüncüler çetesine peşkeş çekilmiştir. Amerikalıların, Rusların, Fransız, Alman, İngiliz ve Fransız ve Alman ortaklıklarının ülkemizin her damarını emerken aralarında uyum sağladıkları ortadadır. Yalnız bir örnekten sonra konumuza politik çizgiden devam edelim.
30 yıl önce ülkemize çöreklenen “Dındi Preşıs Metals Çelopeç”, “Dındi Preşis Metals Krumovgrad”, Panagürişte kentindeki “Aserel – Medet” ve “Kırcaali – Gorupso” şirketler grubu altın, bakır, gümüş vs madenlerimizi kazıyor, zenginleştiriyor, metal üretip alıp gidiyor.
Bulgar devletine yılda 76 milyon Amerikan doları ödeyen bu şirketler 12 ayda 2 milyar Dolar tutarında altınımızı alıp gidiyor. Halkın pek bir şeyden haberi yok. Doğru tahminlere göre Cumhurbaşkanı Radev, 1997-2001 yılları arasında başbakan olan İvan Kostov ve şimdiki sosyalist parti başkanı K. Ninovo’ya ve bazı başka kodamana kar payı ödüyor, bazı başkalarının çocuklarını Batı Avrupa ve Amerika’da okuttular ve önemli bankalara işe yerleştirdiler. İşte burada bu birbirleriyle konuşmayan, selamlaşmayan, birbirlerinin yüzüne bakmayan kişiler arasında gizli diyalog, anlaşmalar, razı olmuşluk vs olduğu ortadadır. Bu razı olmayı sağlayan mühendisler Bulgaristan’ı eme eme, soya soya bitirme konusunda anlaşmış olan büyük ölçekli şirket yöneticileridir.
Biz bugün Bulgaristan’da, halk meclisinde birbirleriyle uzlaşamayan, uzlaşmak istemeyen, yan çizen genç siyaset adamları görüyoruz. Demek oluyor ki, ülkemizin iplerini çekenler henüz onların ağızına birer meme sıkıştırmamış ki, kavga devam ediyor.
Bu yolda ilk uyum sağlama ışıkları 12 Mayıs 2021’de Cumhurbaşkanı Rumen Radev tarafından kurulan “program hükümeti” adlı seçim hükümetinin ilan edilmesiyle şakıdı. Bunlar Ekonomi Bakanı Kiril Petkov ve Maliye Bakanı Asen Vasilev’in mecliste belirip bakan olarak ant içmesiyle anlaşıldı. Petkov’un çifte vatandaş olması, Harvard eğitiminden sonra Sofya kenarında “Bojurişte” yerleşim yerinde yoğurt mayalaması ve beyaz peynir ve kaşar peynirlerini “Kanada-Dındi” şirketine ihraç etmesi Ekonomi Bakanı olmasına yeterli görüldü. “Dındı” şirketi Sofya’daki Fransız „Danon-Dındi” şirketinin de sahibiymiş.
Maliye Bakanı’nın da Batı ülkelerinde “büyük işler” yaparken batması, 8 milyon avroluk hırsızlık yapması, mahkemelik olması ve en sonunda razı olma mühendislerinin yardımlarıyla paçayı kurtarması ve batık Bulgaristan’a Maliye Bakanı olmayı kabul etmesi “Bin bir Gece Masalları” kadar tatlı dinletilerdir.
Biz sanki satılmışız ve bizi satın alanların menfaatlerini yönetmek için memleketimize idareci gönderilmiş.
Bu arada aklıma bu işlerin yalnız ekonomik ve mali temelleri mi var, baklava bile baklavayken kuru kuruya yenmez, bu işin kıvamlı şerbeti politikadır, geçiyor aklımın kenarından. TV’de yenilerin suratına bakıyorum, adamlarda surat yok. Parlak gözlerinde lens, sinek kaydı tıraşın üstünde bir parmak pudra, saçlar birbirine sanki tutkalla yapıştırılmış, parfümler Fransız kokusu, Batıdakilerin huzurunda çok eğildikleri belli olmasın diye sırtlarına sanki platiniyim monte edilmiş ve dimdik yürüyorlar, çok çalıştıklarını ima etmek için birkaç dosyayı 2 aydan beri sağ koltuklarının altına sıkıştırmışlar ve gece ezberlediklerini gündüz ezberden anlatıyorlar.
ABD Başkanı Jeo Biden’i şahsen tanıdıkları ortaya çıktı.
1988’de mali bunalıma boğazına kadar batan Bulgaristan’ı ne pahasına olursa olsun kurtarması için Todor Jivkov ve en güvendiklerinden oluşan 20 kişilik gizli konsey Andrey Lukanov’u Vashington’a Beyaz Saraya göndermişti. “Çok uğraştım sisin için, zor düzdüm kendim için” formülüyle çalışan Lukanov 1991’de 2 defa başbakan seçilmişti. Sonra kör bir kurşuna hedef oldu.
1 Eylül 2021 sayılı “Galerya” gazetesi (1-7 Eylül 2021 – sayı 618) Todor Jivkov’un Amerika’nın rızası ile 1956’da Bulgaristan lideri olduğunu biliyoruz. Şimdiye kadar yüzlerce saman kitap okuyan ve kafası değişmeyen insanların yüzü güldü. Çünkü onların hepsi, Bulgar Çarı III. Boris’in istihbarat şefi Nikolay Geşev’in Bulgaristan’daki ajan fişlerini İstanbul’da İngiliz istasyon şefi Filbi’ye verdiğini ve çifte ajanın bu bilgileri Moskova’ya teslim ettiğini biliyor ki, Moskova’nın Todor Jivkov’u neden bu kadar arkaladığını bir türlü anlayamıyorlardı. Oysa Todor Jivkov bir komünist olarak, III. Boris’in gizli polisine bilgi taşırken, “5 nolu ajan” olarak kayıtlıymış, zaten Ferdinand Saks Koburg Gotski’nin Bulgaristan’daki 20 nikâh dışı çocuğundan biri olduğunu da bilen olmadığından, N. Geşev onun ajanlık hünerlerini Moskova’ya bildirmemiş. “Galerya” gazetesinin 16. sayfasında altını kalın çizerek bildirdiğine göre, 9 Eylül 1944’ten birkaç gün önce Bulgaristan’dan ayrılmadan N. Geşev, CİA Avrupa istasyon şefi Alın Dalas’a şifreli bir telgraf göndererek şunları bildirmiştir:
“Ben gidiyorum. Yerime 5 no’lu ajan kalıyor. O önümüzdeki 10 yıl içinde Bulgaristan parti ve devlet yöneticisi olacaktır.”
Todor Jivkov’un 5 nolu ajan olduğunu Bulgar top polislerinden Stoyne Hristov da doğrulamıştır.
Bunların hepsi güzel de Sofya Bakanlar Kuruluna girmeden Bakan koltuğuna oturan Kiril Petkov ve Asen Basilev için Başkan Jeo Baydın’ın Sofya’ya telefon edip ve “güvendiğim kadrolardır”, demesi, herkesi şaşırmaz mı?
Önce Fecebook patladı. Taraftarları 4-5 günde 96 bin oldu. Herkesin kafasından bir akıl çıkıyor. 2001’de II Simeyon Saks Koburgotskı Bulgaristan’a geldiğinde 2 politik partiyle diyalog kurup sözleşme imzalamış ve seçim kazanarak başbakan olmuştu. Bu formülün bir daha uygulanmasını önerenler çoğalıyor. Yeni parti kurup halka dert anlatmak zor olur, çünkü bu 2 oğlanı pek tanıyan yok, halka bir iyilikleri de henüz dokunmamış, dokunur mu orası da pek belli değil gibi.
Son açıklamalara göre, Vasilev Haskovolu, Petkov da Filibe (Plovdiv) doğumlu, ama aileleri 30 yıl önce Okyanus ötesine atmışlar postu. Acaba bunların ikisi de Ferdinand’ın torunu olmasın sorusunu soranlar var. Joe Biden ayak üstü dururken sallanıyor, Allah göstermesin en kötüsü olursa, yine yolda kalırız, diyenler var. Amerikan Başkanı’na ne vaat etmiş olabilirler sorusu, dolaşıyor etraflarda. Moskova ajanıdır bunlar da diyenler de bir beş değil, hatta gazeteler bile yazdı. Anlaşılan seçimlere neredeyse 2-3 ay kaldı. Ne olacaksa olacak artık. Amerika kesenin ağızını açarsa, seçim de kazanabilirler de, 6 defa başarısızlıktan sonra, bizi üzen kimseye danışmıyorlar. Danışsalar “mayası az gelmiştir, bolca koyun, mayalanır” deriz. Bizden akıl alan yok. Her şeyi Danon-Dındi’ye soruyorlar. Onların yoğurdu ise mayasız…
Önümüzde iklimlere dikkat. İklim konusu bu önümüzdeki yüzyılın en önemli konusu olacak gibi görünüyor. Uzaylılar da saldırıya geçebilirler. Bunları gören konuşan yok. Bulgaristan’da parti başkanları hala kendi aralarında anlaşıp bir hükümet bile kurulamıyor neden, niçin bilen var mı…
Hepinize sağlık ve başarı dileklerimizle.
Okuyanlar mutlaka paylaşsınlar.