Bulgaristan’da Politika Kilitleniyor Mu?

Dr. Nedim BİRİNCİ
Tarih:  06 Ağustos 2020

Güzel dilimiz Türkçemizde “bu kadar karışık kafalı birini görmedim” değimiz vardır.

Anlatmak istediğim politik olayı, istediğimi anlaşılır bir şekilde anlatabilmem için çocukluğumdan bir örnek vermek istiyorum.

Rodopluyum. Tadı dilimde ev ekmeğimizin biri gölemendi. Annem, bir eli teknede, öteki sinide, ocakta, maşa ile odunlar da ve hem de közleri ateşten çekerken, biz kardeşimle anlayıp dinleyince kölemen hamuru yıldırım hızıyla hazır olurdu.
Son şeklinde ikiye bölünmüş ve iki kölemen halinde tam kor altına yerleştirilecekleri zaman kuzenim Ahmet kapıdan girse, iki hamur siniye geri alınır, hemen yeniden bir topaç olur, bir daha ezilir, sini unlanır ve bu defa üç kölemen olurdu. Şöyle ki,  bu arada komşu Mehmet de bize gelse aynı hamur dört vs oluverirdi.

Okul yıllarında Bulgar bize matematik derslerinde katıların birden çok ve yine bir olma özelliğini anlatmamış ve öğretmemiştir. Bir artı bir hep ikiydi. Annem okul görmemiş ama birden iki, üç, dört, beş ve hemen bir anda onlardan yüne bir yapmayı beceriyordu.

Besbelli Bulgar Polis Akademilerinde bu dersler görülüyor ki, Bulgar Başbakan B. Borisov kürsüden bir sihirbaz gibi konuşuyor, buğday rengi suratında kızarma olmadığından, dinleyenler de bol bol aldatıldıklarının farkında olmuyor. Yalanlar halka halka uzayıp gidiyor.

Pazartesi gün – 6 Ağustos 2020’de Sofya’da “Teh Park” adlı bir açık alana ülkenin dört bir yanından toplanan 4 600 kişi iktidar partisi GERB’in Milli Konferansını düzenledi. Dikkatimi çeken, Konferans kürsüsündeki 5 kişiden iki konuşmacının Türk olması oldu. Birisi Razgrad valisi Güney Hüsmen, ikincisi de Silistre iline bağlı Akkkadınlar (Dulovo) Belediye Başkanı Doktor Yüksel Ahmet. Hüsmen’di. Başbakan B. Borisov’tan önce, Dr. Ahmet de sonra konuşma yaptılar.  GERB’lilrin “Türk sevgisini” bilirsiniz. B. Borisov başta olmak üzeri birçokları soykırım zulmünde kahraman olmuştur.

Hava sıcak mı sıcak. Hazır bulunanlar kulağından fazla ağızını açmış Başbakanı dinledi. Neden dinlemesin ki, aynı günün sabahında saat 6’sında radyolar ve TV programları Başbakan Borisov’un memur maaşlarına % 30 (yünde otur) zam yaptığını, polis müdürlüğüne 29 milyon leva verdiğini, bekçilerin, gardiyanların, korumaların gece nöbetleri için aldığı zammın 4 kez yükseldiğini ve eğitim ve sağlım kurumları da dahil, gümrükler ve vergi tahsildarları da aralarında hepsinin maaşlarının en az % 30 yükseltildiğini defalarca bildirdi. Emeklilere yine bir şey yok.

Seçim paraları dağıtıldı mı?

Bulgaristan’da belediyelerde ve devlet kurumlarında zamlı maaş alan kişiler 420 bindir ve her seçimde yakınlarıyla birlikte 800 bin oy rezervi oluşturur. Her görevlinin ardında yer açılsın da ben atanayım heveslisi bir iki kişi de vardır ve onlar da GERB partisine oy verince partinin seçimlerde aldığı 1 200 000 küsur oy ortaya çıkar. Başbakan Borisov,  konuşmasına bu haberle başlamadı tabii, çünkü o bunları kendisi söylese, “gözüme bakın, devletten çaldım size verdim, bu paraları yaklaşan seçimde oy olarak geri isterim” anlamına gelirdi ki, biraz kaba olurdu.

Başbakanın sabah söyledikleri akşam değişiyor.

Borisov konuşmasına, “Ben istifa etmek istiyorum, ne ki seçmenin iradesine bağlıyım.  Verdiğim sözler var. Gerginlik ve huzursuzluk da istemiyorum. Zaten 11 defa seçim kazandık, herkes kimin kim olduğunu gördü.  Bundan dolayı, göstericilerin isteği karşısında boynum kıldan incedir, istifa etmeye karar verdim, fakat önce hükümet ortaklarımla da bir danışayım” gibi ikili üçlü konuştu da konuştu. Ne zaman danışacak, kiminle danışacak, meclis tatilde istifasını kime sunacak, hesap vermeden alıp başını gidecek mi? Çaldıkları ne olacak?

Bulgar milliyetçilerden alkış almak için, gelecek seçimlerden sonra da Hak ve Özgürlükler Partisi (HÖH-DPS) ile kabinede ortak olmayacaklarını söyledi. Bir an için, bir adım sağında ve solunda, aynı kürsüde iki Türkün G. Hüsmen ile Dr. Y. Ahmet’in olduğunu, 2017 seçimlerinde Deliorman ve Dobruca Türk seçmeninden 120 bin oy aldığını unuttu.

Azınlıkların vahim durumu.

Göstericilerin kara yolları, başkent, Varna, Stara Zagora, Haskovo ve “Kapı Kule” sınır kapısının Bulgar kesiminde yolları kapattıklarını, trafiğin durduğunu bildirirken, demir yollarının, raylı sistemin çalışacağını belirti ve özellikle Sofya yer altı metro trenlerine işaret etti. Ne var ki başbakan bu güvenli ulaşım sistemlerimizin Türk inşaat şirketleri tarafından yapıldığına değinmedi.

Politik yaşam kilitleniyor mu?

Çok dikkatli hazırlanmış konuşmasında Başbakan Borisov, Bulgaristan halkına ve özellikle kamuoyunun % 60’ı tarafından desteklenen ve bu konferansın toplanmasına da neden olan Sofya’da gece gündüz devam eden istifa sloganlı protesto eylemlerine katılanlara hitap etti. Meclis kapanırsa, öğretmenlere, özürlülere, kimsesiz çocuklara, “Covid -19” salgınından yara alanlara, geçim sıkıntısına düşenlere vs ödemeler yapılacağını, meclis dağılırsa bunların hiçbirinin yapılamayacağını, gerektiğinde dış bankalardan kredi de alınamayacağını duyurdu. “Bensiz bir şey yapamazsınız” anlamında, “ben istifa ediyorum, ama hükümet kalacak ve meclis de dağılmayacak, Mart 2021 seçimlerine böyle gideceğiz” dedi. Tabii bu plan alkışlanmadı ve “Teh Park” dışına toplanan kalabalık tarafından yuhalandı. Böylece istifa planının bir kapan olduğu ortaya çıktı.

Öte yandan aynı gün yayınlanan “Alfa Riçırs” anketlerinde “bugün seçim yapılsa kime oy verirsiniz?” sorusuna % 50-55 katılımla  şöyle cevaplar alındı.

  • GERB % 14,5
  • Bulgaristan Sosyalist Partisi BSP % 10.4
  • “Var, Böyle Bir Devlet” Partisi (Slavi Trifonov) % 9.8
  • “Demokratik Bulgaristan” – % 6.7
  • Hak ve Özgürlükler Partisi HÖH – % 4.5

Irkçı Milliyetçiler meclis dışında.

Bu sonuçlardan yeni seçimlerden sonra Bulgaristan’da herhangi bir siyasi partinin tek başına iktidar olamayacağı dikkati çekiyor.  Yani tek bir siyasi gücün meclis çoğunluğu sağlayamayacağı ortaya çıkarken,  bugün kabine ortağı olan aşırı milliyetçi VMRO – İç Makedon Devrim Örgütü partisi, Valeri Simyonov’un NFSB – Bulgaristan’ı Kurtarma Milli Cephe Parti ve “Ataka” partisinin – meclis dışı kaldığı önemli bir sonuç olarak ortaya çıkıyor.

Borisov’un kürsü konuşmasını yaparken kabine ortaklarından hiçbir temsilciyi sahneye davet etmemesi ve bir tebrik konuşması yapmalarına da birkaç dakika ayrılmaması hazır bulunanları azdan aza da olsa şaşırtmış ve düşündürmüştür. Hayrete düşenler yeni kabinede yeni ortaklıklar demeye başladılar.

Ayrıca bu anket, “Volya” gibi popülist partileri de meclis dışında bırakırken, BSP ve DPS partilerini de ciddi oy kaybına uğratıyor. Slavi Trifonov ve  “Demokratik Bulgaristan” ortaklığı da, ilk kez olmak üzere, politika sahnesinde ve halk meclisinde rol alacak duruma gelmiş oluyor.

Koalisyon kurma ihtimaline gelince: GERP sosyalistlerle ve HÖH-DPS ile kabinede buluşmamakta kararlı olduğunu açıkça beyan ederken, diğer partilerin ikisi de GERB ile ortaklıktan söz etmiyor.

En büyük parti olan GERB, tescilli evraklarına bakıldığında bir “orta sağ parti” gibi görünse de, Başbakan ve parti lideri B. Borisov “orta” direk konumunu koruyor. GERB’in oy aldığı kitle ise, Türkler de bu arada, sol kesimden olup, sağdan gelen giden yok. “Demokratik Bulgaristan” genelde büyük şehirlerin orta kesimlerinden oy isterken, alt tabakaya inme yolunu henüz bulamamıştır.

3 yıl önce, “Var, Böyle Bir Devlet Partisi” – daha parti olarak biçimlenmezden önce, yalnız şoumen Slavı Trıfonov’un adıyla sahnedeyken bu oluşum Bulgaristan’a bir sürpriz yaşatmıştı.  16 Kasım 2016 tarihinde katıldığı halk oylamasında 2.5 milyon oy almış, fakat seçim sisteminde değişiklik yapılması ve tüm vatandaşların seçime katılmalarının garantilenmesi ve zorunlu olması gibi konularda meclis engeline takılmış ve kesin başarıya ulaşamamıştır. Bu bakıma bu partinin derin kökünün bir Bulgar doğal gaz şirketi olan “Bulgargaz” kuruluşuna dayandığını ve Bulgaristan’ın gazını başlıca ve öncelikle Rusya Federasyonundan aldığı dikkate alındığında, çok büyük sürprizler de beklenebilir.

Bulgaristan Türklerinin bu seçimlerde kime oy verecekleri de ilgi uyandıran bir konu. Borisov, “ben DPS ile hükümet kurmam” dese de kimseyi şaşırtmıyor. Çünkü vatandaş onun 2009 seçimlerinde 620 bin oy alan Türk partisinin yolunu kesmek, iktidar yolunu tıkamak ve Türk ahalisine karşı sesiz asimilasyonu sürdürmek için, yemin ederek hükümete getirildiğini biliyor. Fakat Ahmet Doğan ve Delyan Peevski gibi Müslüman halktan kopmuş, ama onun oyu ile nefes alan siyasetçilerle, soyguncu para babalarıyla gizli işler yaptığını, birbirine örülmüş mafya olduklarını bilmeyen de yoktur. Sofya forumu, Borisov’un Türk bölgelerinden daha fazla oy almaya çalışacağına işaretler verdi. Türklerin istekleri ne olacak!

Bu arada, Sofya Konferansı gecesi, Stara Zagora şehrinde 160 Ronen evi yıkıldı. Millet ortada kaldı. Konferans, basın, radyo ve TV konuya değinmiyor. Getto saldırıları barbarca yoğunlaşıyor. Yöredeki Türk isimlerini Bulgar yer adlarıyla değiştiren St. Zagora Belediyesi, şimdi millet mahallerini temizleme ve kesin hesaplaşma modunda ve Başsavcı Geşev de bu vahşi tırmanmaya seyirci kalıyor, Karadayı tatilde, hukukçu bozması H. Hamdi denizde, İ. Küçük Brüksel’de, Helsinki İnsan Hakları yetkilileri davalarda ya da tutuklu ve faşistleşmeye devam ediyoruz.

Bu ankette göre Bulgaristan’da şu an en etkin ve saygın siyasetçiler:

  • Cumhurbaşkanı Rumen Radev % 20, 1,
  • Başbakan Boyko Borisov % 11,1,
  • Partı başkanı Slavi Trifonov % 10,9,
  • Koalisyon eş başkanı Hristo İvanov % 8,2,
  • Muhalefet liderlerinden Maya Manolova % 7,2 ve
  • BSP lideri Kornelya Ninova % 3.2.

Olay şu ki ilk kez HÖH-DPS partisinden ilk kez 30 yıldan beri hiçbir kimse halkın saygısını kazanamamıştır. Bu seçimde HÖH partisinin seçim sillesi yiyeceğinden söz ediliyor. Pomaklar “deniz köşkünü” görmüşler ve “Bre bre!” deyip yere bakıyorlar.

Bu ankete katılmayan % 50 yeni siyasi partiler kurulmasını, eski partilerin yasaklanmasını, dolandırıcılardan hesap sorulmasını istediğini gizlemiyor.

Boyko Borisov GERB partisini ayakta tutarak soygun ve talan siyasetine devam etmeyi ve meclis ardına gizlenmeyi formül olarak öne sürse ve halkı aldatmaya çalışsa da, seçmenleri % 56’sı artık başbakana ve partisine inanmadıklarını bildirip duyurmaktan, Sofya kavşaklarına astıkları pankartlarla ifade etmekten korkmuyorlar.

Borisov’un “yarı istifasına” inanan da kalmadı. Çadırlar sökülmüyor. Borisov ve Geşev istifa pankartları kaldırılmıyor.

Halk yalana kanmış.

Şu dönem Bulgaristan’da derin bir “Covid -19” ve derinleşen ekonomik bunalım olduğunu yaşamayan yok. Başbakan,  “güz ve kış aylarının sert” bunalımlı geçeceğini belirtirken korkutuyor. Aynı zamanda devlet bütçesinden seçim paraları dağıtıyor. Siyaseti kilitliyor. Sokaklara ve meydanlara yığdığı binlerce polis, sivil ve trafikçi ve koruyucuyla sivilleri korkutuyor. Sokaklarda dövülenler, tartaklanan yabancı gazeteciler var.  Basına saldırıyor ve özellikle Sofya’da kıtlık yaratmaya çalışırken, gözünün karardığını, halk direnişlerine karşın, polis gücüyle iktidarda kalmaya çalışıyor, halkı aldatıyor, şarlatanlık yapıyor.

Bu sabah büyük bir kalabalık, papazların da eşliğinde Bulgaristan Başbakanlık Binası önüne büyük siyah bir çelen bıraktı. Çelengin üzerinde Başbakan Boyko Borisov ve hükümet üyelerinin fotoğrafları var.

Dualar edildi. Kalabalık çekildi. Kimse ölenle ölmek istemiyor.

Okuyanların paylaşmasını rica ederim.

Teşekkür ederim.